Examples of using "Eigenen" in a sentence and their turkish translations:
Bunlar kendi kitapların mı?
bir huzur ve mutluluk kaynağı yaratıp
kendi sera gazlarını azaltmaları,
Kendi cümlesini çevirdi.
Kendi kararlarını vermelisin.
- Her öğrencinin kendi bilgisayarı vardır.
- Her öğrencinin kendi bilgisayarı var.
Kendi kültürümüzden uzaklaşıp
Onların kendi sorunları var.
Benim kendi nedenlerim var.
Kendi sonucunuzu çizin.
Onun kendi otobüsü var.
Sami kendi yoluna gitti.
O, medenî durumunu inkâr etti.
Benim kendi sorunlarım var.
- Seni ilgilendirmez.
- Kendi işine bak!
Kendi esprilerine sık sık güler.
Ben onu kendi gözlerimle gördüm.
kendilerine ait kıvrımları olan kadınlar.
Kendi söylediklerine göre İsraillilerden nefret ediyordu
kendi büyük sosyal etkilerini yaratmalarına yardım ediyor.
garajım ya da yatak odam dahil her nerede olursa olsun
Sen kendi işine bakmalısın.
Bakan kendi ifadesiyle çelişti.
Her rahibe manastırının kendi kuralları vardır.
Herkes kendi yolunu bulması gerekiyor.
Her öğrencinin kendi sırası vardır.
Kendi doğum günümü unuttum.
Büyükbabam kendi mobilyasını yapardı.
Tom kendi kararlarını alamıyor.
Kendi ölümünü uydurdu.
Tom kendi kahve çekirdeklerini kavurur.
Kendi çıkarına göre davrandı.
Devrimin kendi yasaları vardır.
Bu sizin kendi korumanız için.
Her çağın kendi efsaneleri vardır.
Ben kendi ritmimi bulmam gerekiyor.
Tom kendi babasını öldürdü.
Tom kendi ölümünü taklit etti.
Tom kendi esprilerine gülüyor.
Kürtlerin kendi devletleri yok.
Herkes kendi sonuçlarını çıkardı.
Tom kendi dünyasında yaşıyor.
Ali kendi dünyasında yaşıyor.
Tom başkalarına aldırış etmeden kendi işiyle uğraşıyor.
- Kazayı kendi gözlerinle gördün mü?
- Kazayı şahsen gördün mü?
size meydan okumak istiyorum.
kendi değerimiz üzerine düşünmeyi
Kendi hırsının kurbanı oldu.
Kız kardeşim onu kendi gözleriyle gördü.
O, hatalarının farkındadır.
Kendi ülkesinden sürgün edildi.
O kendi gölgesinden korkar.
- O bunu yaşayarak öğrendi.
- O bunu zor yoldan öğrendi.
Onu kendi gözlerimle görmek istiyorum.
Kendi erkek kardeşi tarafından öldürüldü.
O kendi kız kardeşi tarafından öldürüldü.
Ben onu zor yoldan öğrendim.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
Mary kendi vücudundan hoşnutsuz.
Tom kendi gölgesinden korkuyor.
O, sonunda hatalarının farkında oldu.
- Onu kendi gözlerimle gördüm.
- Göz¨¨ümle gördüm.
Hiç kimse kendi ülkesinde bir peygamber değildir.
Kendi masamı seçebilir miyim?
Kendi gölgesinden korktu.
Kendi sırtını göremezsin.
O kendi başarısının bir kurbanı.
O kendi başarısının bir kurbanı.
Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
Tom kendi yeteneğine güveniyor.
Zor yolu keşfettim.
Adam kendi oğlunun ölümünü izledi.
- Herkes kendi kaderinin mimarıdır.
- Herkes kendi kaderini çizer.
Benim kendi e-posta sunucum yok.
Kendi yatağımda uyumak istiyorum.
Tom kendi çete üyeleri tarafından öldürüldü.
Ona kendi vicdanı tarafından eziyet ediliyor.
Belki de kendi tavsiyeni almalısın.
Tom sık sık kendi şakalarına güler.
Tom kendi oğlundan korkuyor.
Kişi kendi hatalarını unutmaya yatkındır.
Kendi başarısızlığın için başkalarını suçladın.
kendi ailenizden birini kaybettiğiniz zamanı anlatmayın.
Kesilmiş uzuvları olan küçük çocukların
kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum.
Kendi suyunda boğulmak gibi birşey
O konuda kendi düşüncelerim var.
Kız kendi gölgesinden korkuyordu.
Kendi yeteneğini küçümseme eğiliminde.
Sen kendi işini önemsemelisin.
Kendi adlarını yazmayı bile bilmiyorlardı.