Examples of using "Durchbrechen" in a sentence and their turkish translations:
ve sizin de bu algıyı kırmanız lazım.
Bu kez Üçüncü Kolordu geçemedi,
- Düşman hattını yarıp geçmeyi denediler.
- Düşman hattını zorla geçme girişiminde bulundular.
Bu kısır döngüyü kırmak için ne yapabiliriz?
Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;
Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.
Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.