Examples of using "Konnte" in a sentence and their turkish translations:
O kaçmayı başardı.
Bu nasıl olabilir?
O, daha ileriye yürüyemedi.
yalnızca sivil nüfusu kazanarak olduğunu fark etti
O kaçmayı başardı.
O kaçmayı başardı.
Tom reddedebilir.
Hiç kimse kaçamadı.
Tom'un gidecek yeri yoktu.
Bekleyemedim.
Onu zorlukla görebildim.
Seni arayamadım.
Hiç kimse bu sorunu çözemedi.
Ona katlanamadım.
Onu inkar edemedim.
- Tom başka bir şey söyleyemedi.
- Tom, söyleyecek başka söz bulamadı.
John gitar çalamazdı.
Tom'u durduramadım.
Tom buna katlanamadı.
Tom, Mary'yi göremedi.
Tom Mary'yi duyabiliyordu, ama onu göremiyordu.
Tom neredeyse kaçamıyordu.
O, nasıl olabildi?
öğrenebilirdim.
Ben uyuyamadım.
Hiçbir şey onu ikna etmezdi.
O iyi öptü mü?
Bir şey yapamadım.
O yüzemezdi.
O yüzemedi.
O Fransızca konuşabilirdi.
Tom nasıl yüzeceğini bilmiyordu.
Nefes alamıyordum.
- Hayır diyemedim.
- Hayır diyemezdim.
Ben katlanamadım.
Hiçbir şey onu durduramazdı.
Hiçbir şey onu durduramadı.
O direnemedi.
O direnemedi.
Hiç kimse bizi göremedi.
Konuşamadım.
Tom, Mary'yi görebilir.
Tom konuşamadı.
Tom yardım edemedi.
Kimse buna inanamadı.
Tom yürüyemedi.
Yürüyemiyordum.
Ona yardım edebildim.
Dışarı çıkamadım.
Tom uyuyamadı.
Tom kaçamadı.
Cevap veremedim.
Zar zor uyuyabildim.
Tom bir şey göremedi.
Tom uyuyamadı.
Tom duramadı.
Duramadım.
Bir şey bulamadım.
Tom kimseyi göremedi.
Tom zorlukla konuşabilir.
Dayanamadım.
Zar zor konuşabildim.
O, zorlukla konuşabilirdi.
Tom konuşamıyordu.
Tom dinlenemedi.
Mary dinlenemedi.
O sadece Almanca biliyordu.
Uyuyamadım.
Her kongre üyesi oy verebildi.
Hiç kimse bir şey satın alamadı.
O, Fransızcada akıcıydı.
Kimse bunu inkara edemedi.
Tom, Mary'ye yardım edebildi.
Bu nasıl olabilir?
Tom bir şey hissedemedi.
Tom güçlükle yürüyebiliyordu.
- Mary yanıtlayamadı.
- Mary cevap veremedi.
Tom yardım edemez mi?
Tom'a yardım edemedim.
Kısaca, hayır diyemezdim.
Hiçbir öğrenci soruya cevap veremedi.
O, gözlerine inanamadı.
Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
Buna daha fazla katlanamadım.
O gece hiç kimse uyuyamadı.
Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.
Tom bir avukatı göze alamadı.
O elinden geldiğince hızlı koştu.
kubbe depreme dayanamadı