Examples of using "Schweigen" in a sentence and their turkish translations:
Sessiz olur musun?
Bunun hakkında konuşmayalım.
Sükut altındır.
Bir sessizlik vardı.
- Sükût ikrardan gelir.
- Sessizlik rızayı işaret eder.
Bazen sessizlik unutulmuş değil. Bazen sessizlik sadece sabır.
Onun sessizliği ne ifade ediyor?
Sessiz kalmasına izin verilmedi.
Onlar sessizliği bozdu.
Kimse uzun süre bir şey söylemedi.
Sessiz olmayacağım.
Garip bir sessizlik vardı.
Onun sessizliği beni şaşırttı.
Asla sessiz kalmayacağız.
- Sessiz kalma hakkına sahipsin.
- Sessiz kalma hakkına sahipsiniz.
Öğretmen Tom'a susmasını söyledi.
Sessizlik... ...en güvenli strateji.
Başkan sessizliği emretti.
Artık sessiz kalamam.
Sessiz kalmaya karar verdik.
Rahatsız edici bir sessizlik vardı.
Sessizliği beni şaşırttı.
- Onların sessizliğini boyun eğme olarak algılama.
- Onların sessizliğini itaat olarak yorumlama.
O sessiz kalmakta haklıydı.
Kaba bir ses sessizliği bozdu.
Sessiz kalma hakkına sahipsiniz.
- Onun sessizliğini razı oluş kabul ettim.
- Sessizliğini razı olmasına yordum.
- Konuşma gümüştür ama susma altındır.
- Söz gümüşse sükût altındır.
Bazen suskunluk da bir ifadedir.
Tom sessiz kalmakta haklıydı.
Yıllar sonra suskunluğunu bozdu.
Susacağım ama unutmayacağım.
Sessizliğimden, razı olduğum anlamını çıkarmış.
- Sessiz kalmayacağım.
- Sessiz kalmayı planlamıyorum.
Lütfen ona bir şey söyleme- Hiçbir şey söylemeyeceğim.
Sessiz kalmanın daha iyi olacağını düşündüm.
Sessizlik kabul ediştir.
Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
Ölüm sessizliği vardı.
Tom'un fıkrası soğuk bir sessizlikle karşılandı.
"Lütfen ona anlatma." "Hiçbir şey söylemeyeceğim."
Öğretmen geliyor ve öğrenciler susuyorlar.
Onu kızdıran onun sessizliğiydi.
Nükleer enerji santralleri tehlikelidir, nükleer silahlardan söz edilmemeli.
Bir insanın yapabileceği en iyi şey sessiz olmaktır.
Gençler için sessizlik konuşmaktan daha iyidir.
Bazen duyulmak için sessiz olmak gerekir.
41 milyon vatandaşın susmasıyla son buldu.
Sessiz olabilen bir bayan eş Tanrının bir armağanıdır.
Sessizlik yanlış anlaşılabilir, ama asla yanlış aktarılamaz.
Tom, en az on saniye sessiz kalmaz mısın?
Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;
Hayal kırıklığına uğratıcı duyuruyu duyduklarında herkese bir sessizlik örtüsü düştü.
O İngilizcenin yanı sıra, Almanca ve Fransızca bilir.
Yazmak şöyle dursun, okuyamaz bile.
Sessizliğini anlamayan, kelimelerini de anlamaz.
Bazıları söz gümüşse sükut altındır diyorlar.
Tom konuşmaya başladı ama sonra sessiz kalmaya karar verdi.
Sabır, kalbin yandığı halde dilinin sessiz kalmak zorunda olmasıdır.
Sessizliğinden cevabımdan tatmin olmadığın sonucuna vardım.
Sükut altındır ama bir yabancı dil öğrenmeye çalışırken değil.
Nasıl sessiz kalacağını bilmeyen biri nasıl konuşacağını da bilmez.
Onun dilini bilmiyorsan, bir yabancının sessizliğini asla anlayamazsın.
Sana söylerdim, ama Tom bana söylememem için söz verdirdi.
Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir.
Sessizlik rıza verir.
Almanca şöyle dursun, İngilizce okuyamıyor.
Evi şöyle dursun, onun araba almaya bile gücü yetmez.
Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı.