Examples of using "Cousine" in a sentence and their turkish translations:
Mary Tom'un kuzeni.
O benim kuzenimle evli.
Kuzenimin evi küçüktür.
Tom kuzenimle nişanlandı.
Kuzeninin adı ne?
"Kuzenin nerede?" "O az önce ayrıldı."
Kuzenim gelecek ay bir çocuk sahibi oluyor.
Tom ve Mary kuzendir.
O benim kuzenimle evlendi.
Kuzenim yarın evleniyor.
Tom kuzenini öptü.
- Bizim kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Bizim kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Bizim amca oğulları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Bizim amca oğulları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Amca oğulları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Amca oğulları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Bizim amca kızları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Bizim amca kızları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Amca kızları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Amca kızları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
Helen, bu benim kuzenim.
Havuzda yüzen kız kuzenimdir.
Kuzeni Avrupa'da yaşıyor.
Tom kuzenimi öptü.
Tom, bu benim kuzenim.
Tom ve ben kuzeniz.
O, benim kuzenimle nişanlandı.
Mary, Tom'un kuzeni ile seks yaptığını öğrendiğinde şok oldu.
Bir doğum günü partisiyle kuzenimi şaşırttık.
Senin kuzenimle tanışmanı istiyorum.
Tom'un doktor olan bir kuzeni var.
Kezenim her yıl Karpatlara gider.
Biliyorum! Keiko'nun benim ikinci kuzenim olduğunu söylememe izin ver.
Avustralya'da yaşayan bir kuzenim var.
Kuzenimden 1,000 yen ödünç aldım.
Tom'un kuzeniyim.
Onlar benim kuzenlerim.
Avukat kuzenim şu anda Fransa'da.