Examples of using "Eure" in a sentence and their turkish translations:
Yaşlı insanlarınız hala sizin dilinizi konuşuyor mu?
Siz çocuklar dişlerinizi fırçalamaya gitmelisiniz!
Kitaplarınızı kapatın.
Karılarınızı unutun!
Düşmanlarınızı sevin.
Eleştirdiğin için teşekkür ederim.
Gitarınız hangisi?
Ev ödevini teslim et.
Sizlerin cesaretine hayranım.
Pasaportlarınızı unutmayın.
Senin düşmanların kim?
Silahlarınızı bırakın.
Balayınız nasıldı?
İsimleriniz ne?
Onlar senin resimlerin mi?
Ellerin temiz mi?
Sizin çocuklarınız şirin.
Sabrınızı hiçbir zaman kaybetmeyin!
Tüm yorumlarınız için teşekkürler!
Arkadaşlarından hoşlanmıyorum.
Şemsiyeni unuttun.
Şemsiyeni kaybettin.
Onlar senin düşmanların.
Şikâyetinden bıktım.
Çocuklarınız kaç yaşındalar?
Senin sınırlarını bilmiyorum.
Meydan okumanızı kabul ediyoruz.
Tüm desteğiniz için çok teşekkür ederim.
Yemeklerden sonra dişlerinizi fırçalayın.
Pul koleksiyonuna bir göz atmak istiyorum.
Köpeklerine kim bakıyor?
Sınıftayken şapkalarınızı çıkarın.
Arkadaşlığınızı asla unutmayacağız.
Balayı için nereye gittiniz?
"Kitapların nerede?" "Masanın üstünde."
Neden insanlarınızdan bazıları sizin dilinizden nefret ediyor?
Haplarınızı alın.
Sağlığınızdan endişe ediyor.
Onun sizin sorumluluğunuz olduğunu biliyor.
Senin işbirliğine ihtiyacım var.
Pijamalarını giy.
Ayaklarınız kirli.
- Ebeveynlerin nerede?
- Annen baban nerede?
Bu gece çocuklarına bakacağım.
- Şehrini seviyorum.
- Şehrinizi seviyorum.
Git dışarıda egzersiz yap.
Tom'un senin sevgine ihtiyacı var.
Sevdikleriniz için telefonda müzik çalın.
Siz arkadaşların mayolarınızı getirdiğinizi umuyorum.
Senin dilini kim daha iyi konuşuyor, erkekler mi yoksa kadınlar mı?
Annen nerede?
Kimse sizin sırlarınızı bilmiyor.
Haftan nasıldı?
Okulun nerede?
- Senin çocukların sevimli.
- Senin çocukların sevimliler.
ikisini de senin uğruna mücadele etmeye adardım
her an için bizleri affedin.
Zaman doldu. Kağıtlarını teslim et.
Taze meyve ve sebzeler sağlığınız için yararlıdır.
“Çalışanlarınıza ödeme yapmanız için biz size ödeyeceğiz.”
Neden insanlarınızdan bazıları sizin dilinizin ölmesini istiyor?
Evde sizin dilinizi kullanan kadınlar hala var mı?
Anneler hala çocuklarına senin dilini öğretiyorlar mı?
Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın.
Bu sorun hem sizin hem de bizim.
Sizin takımınız çok iyi fakat onlarınki en iyi.
Çantalarını boşalt.
Sorunu sor.
Sizin yardımınıza güveniyorum.
Onlar sizin sandalyeleriniz değil.
Koşullarınızı kabul edeceğiz.
Fena şekilde yardımınıza ihtiyacım var.
Tavsiyen için sana minnettarım.
Düşmanın değiliz.
Ellerini kaldır.
Hikayen hoşuma gitti.
Büyüklerinizin torunlarının seslerini telefonda duymasına izin verin.
Konukseverliğiniz için teşekkürler.
Hızlı cevabınız için teşekkürler.
Eşyalarınızı geride bırakmayın.
Ailene benden çok selam söyle.
Haplarınızı alın.
Dosyan bende.
Şakalarını özlüyorum.
Üniversiten nerede?
Lütfen ayakkabılarınızı giyin.
Bölüm 14'ü okumanız gerekiyordu. O sizin hafta sonu boyunca ev ödevinizdi.
Ayakkabılarınızı giyin.
Asla umudunuzu kaybetmeyin çünkü her zaman bir çıkış yolu bulunur.
Kitaplarınızı çıkarın ve 42. sayfayı açın.
Silahlarınızı bırakın!
Sizin pasaport numaranızı hatırlıyor musunuz?
Cevabınız yanlış.
Okulun nerede?