Translation of "Klein" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Klein" in a sentence and their turkish translations:

- Es ist zu klein.
- Es war sehr klein.
- Das ist zu klein.

O çok küçüktü.

- Es war zu klein.
- Er war zu klein.
- Sie war zu klein.

O çok küçüktü.

- Ist das zu klein?
- Ist es zu klein?

O çok küçük mü?

Groß oder klein?

Büyük mü yoksa küçük mü?

Sie sind klein.

Onlar küçük.

Bist du klein?

Kısa boylu musun?

Tom ist klein.

Tom küçük.

Du bist klein.

Sen küçüksün.

Ich bin klein.

Ben kısayım.

- Er ist klein, aber kräftig.
- Er ist klein, aber stark.
- Er ist klein, doch stark.

O kısa, ama güçlüdür.

- Der Raum ist zu klein.
- Das Zimmer ist zu klein.

Oda çok küçük.

- Das Zimmer ist ziemlich klein.
- Der Raum ist ziemlich klein.

Oda oldukça küçük.

Tom ist zwar klein, aber nicht so klein wie Maria.

Tom kısa ama Mary kadar kısa değil.

- Die Bücherei ist ziemlich klein.
- Die Bibliothek ist ziemlich klein.

Kütüphane oldukça küçük.

Sie war zu klein.

Çok küçüktü.

Die Welt ist klein.

Dünya küçüktür.

Es ist zu klein.

Bu çok küçük.

Ich bin sehr klein.

Çok kısayım.

Das Buch ist klein.

Kitap küçüktür.

Ich bin zu klein.

Ben çok kısayım.

Das Sitzungszimmer ist klein.

Bu toplantı odası küçük.

Dieses Brot ist klein.

Bu ekmek küçük.

Mein Haus ist klein.

Evim küçüktür.

Es ist sehr klein.

Bu çok küçük.

Wie klein ist es?

O ne kadar küçük?

Welches Tier ist klein?

Hangi hayvan küçük?

Du bist zu klein.

Sen çok küçüksün.

Meine Familie ist klein.

Ailem küçük.

Ich war zu klein.

Çok küçüktüm.

Atome sind überaus klein.

Atomlar çok, çok küçüktür.

Das ist zu klein.

Bu çok küçük.

Die Bücher sind klein.

Kitaplar küçük.

Toms Wohnung war klein.

- Thomas'ın apartmanı küçüktü.
- Tom'un dairesi küçüktü.

Tom ist sehr klein.

- Tom çok kısa.
- Tom'un boyu çok kısa.

Japanische Häuser sind klein.

Japon evleri küçüktür.

Mein Garten ist klein.

Benim bahçem küçüktür.

Dieses Buch ist klein.

O kitap küçüktür.

- Das Haus da ist sehr klein.
- Das Haus ist sehr klein.

- O ev çok küçüktür.
- O ev çok dar.

Dann bauen sie die Nester und setzen sie klein und klein auf

daha sonra onları küçük küçük, küçük küçük üzerilerine koyarak yuvaları inşa ediyorlar

- Wie klein ist doch die Welt!
- Wie klein die Welt doch ist!

Ne küçük bir dünya!

- Das Haus ist klein, aber schön.
- Das Haus ist klein aber schön.

Ev küçük ama güzel.

Zweifelsohne sind die Studien klein

Şüphesiz bu ve benzer çalışmalar küçük

Die Linke, die klein war,

O dönemde sol kesim küçüktü

Unser Baseballplatz ist sehr klein.

Bizim beyzbol sahamız çok küçük.

Drehe die Flamme auf klein.

Alevi kıs.

Er ist klein, aber stark.

Kısa ama güçlüdür.

Dieses Haus ist sehr klein.

Bu ev çok küçük.

Er war klein, aber stark.

O küçük, ama güçlüydü.

Rede seine Vorschläge nicht klein!

Onun önerilerini küçümseme.

Dieses Haus ist ziemlich klein.

Bu ev oldukça küçük.

Diese Tasche ist nicht klein.

Bu çanta küçük değil.

Das ist viel zu klein.

O çok fazla küçük.

Toms Zimmer war sehr klein.

Tom'un odası çok küçüktü.

Sie ist klein und dick.

O kısa ve şişman.

Er ist klein und dick.

O kısa ve şişman.

Das Buch ist sehr klein.

Kitap çok küçük.

Tom ist klein und dick.

Tom kısa ve şişmandır.

Tom ist klein, nicht wahr?

Tom kısa, değil mi?

Meine Schuhe sind zu klein.

Ayakkabılarım çok küçük.

Tom ist klein, aber stark.

Tom kısa ama güçlü.

Nein. Sie sind zu klein.

Hayır. Onlar çok küçükler.

Dieser Stuhl ist zu klein.

Bu sandalye çok küçük.

Dieser Mantel ist zu klein.

Bu ceket çok küçük.

Mein Zimmer ist sehr klein.

Benim odam çok küçük.

Du bist noch zu klein.

Çok küçüksün.

Er ist klein und schwach.

O, küçük ve güçsüz.

Die blaue Blume ist klein.

Mavi çiçek küçüktür.

Es ist klein und beengt.

Bu çok küçük ve sıkışık.

Das Zimmer ist ziemlich klein.

Oda oldukça güzel.

Wie klein deine Katze ist!

Senin kedin ne kadar da küçük!

Das Klassenzimmer ist zu klein.

O sınıf çok küçük.

Er schnitt die Karotte klein.

O, havucu doğradı.

Die Welt ist sehr klein.

Dünya çok küçük.