Translation of "Solitude" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Solitude" in a sentence and their turkish translations:

La solitude, c'est l'indépendance.

Yalnızlık bağımsızlıktır.

Alors la solitude nous tue,

Yalnızlık bizi öldürüyor

La solitude n'est pas un choix.

Yalnızlık bir seçim değildir.

Nous devons nous attaquer à la solitude.

Yalnızlığa bir çözüm bulmalıyız.

La solitude est l'école de la sagesse.

Yalnızlık bilgeliğin okuludur.

Moi aussi, je ressens souvent la solitude.

Ben de sık sık yalnız hissederim.

Je ne gère pas bien la solitude.

Yalnızlığı iyi idare edemem.

Nous montrons également la solitude dans les relations,

Ayrıca ilişkilerdeki yalnızlığı,

La honte actuelle est de parler de solitude.

Ve bugünkü damga ise yalnızlıkla alakalı.

Quel est le meilleur remède contre la solitude ?

Yalnızlık için en iyi tedavi nedir?

La solitude nous mène à nous connecter aux autres,

Yalnızlık bizi diğer insanlarla iletişime geçmeye iter,

Et la solitude de l'homme est racontée dans ce film

ve insanın yanlızlaşması anlatıldı bu filmde

Je crois qu'on peut inverser foncièrement les tendances de la solitude,

Yalnızlık eğilimlerini esasen tersine çevirebileceğimize inanıyorum

La solitude et l'isolement ont de graves conséquences sur la santé.

Yalnızlık ve tecritin içe işleyen sağlık etkileri var.

35% des Américains souffrent de solitude au-delà des 45 ans.

45 yaşını geçmiş Amerikalıların %35'i kronik olarak yalnız.

La solitude est une maladie qui ne me rend plus heureux.

Yalnızlık artık beni mutlu etmeyen bir hastalık.

Le premier pas pour surmonter cette forme de solitude a été fait.

bu yalnızlık biçiminin üstesinden gelmesi için ilk adım atılmış oluyor.

Il aime passer un peu de temps dans la solitude chaque jour.

Her gün bir süre yalnız yaşamaktan hoşlanır.

On ne devrait pas confondre la solitude et l'isolement. Ce sont deux choses différentes.

Yalnızlık ile izole edilmeyi birbirine karıştırmamak gerek. Bunlar iki farklı şey.

J'avais des trucs à faire alors je n'ai pas eu le temps de sentir la solitude.

Yapılacak işlerim vardı bu yüzden kendimi yalnız hissetmek için zamanım olmadı.