Examples of using "Tue" in a sentence and their turkish translations:
O öldürüyor, ben de öldürüyorum.''
Sigara içmek öldürür.
Öldür!
Öldür onu.
Hız öldürür.
Bizi kelimenin tam manasıyla öldürüyor.
Beklemek beni öldürüyor!
Zaman geçiriyorum.
Tetanoz öldürmeye devam ediyor.
Bu iş beni öldürüyor.
Ağrı beni öldürüyor.
Beni öldürme.
Onları öldür.
Yalnızlık bizi öldürüyor
ve bu yarasayı öldürüyor
Korona boğarak öldürüyor insanları
Onları öldürmüyorum.
Beni sözlerle öldürün.
Sadece zaman öldürüyorum.
Kaçmadan önce onu öldür.
- Komiklikten ölmezsin umarım!
- Umarım komik olmak seni öldürmez!
Ejderhayı öldür.
Ejderhaları öldür.
Bir insan öldürürsen katil olursun. Milyonlarca insan öldürürsen fatih olursun. Herkesi öldürürsen bir Tanrı olursun.
Herkes avazı çıktığı kadar şarkı söyledi.
Seni öldüreceğim.
İklim değişikliği hepimizi öldürmezse
Seni öldürmeyen seni daha güçlü yapar.
Beni öldürme.
deprem öldürmez fakirlik öldürür diye
Pierrette "İmdat, imdat!" diye bağırdı "Ben katlediliyorum!"
Bizi öldürmeyen şey bizi daha güçlü yapar.
Sadece sessiz kaldım.
Ateşe atın!
Beni öldürmeyen şey güçlendirir.
Buraya yiyecek bir şey yollayın yoksa esiri öldürürüm.
Bizi öldürmeyen şey sadece bizi daha güçlü yapar.
Bizi öldürmeyen her şey bizi daha güçlü yapar.
Eğer beni o öldürmezse galiba bunu kendim yapacağım.
Lütfen beni öldürme.
Çok kolay öldürülemem.
O seni öldürmek ya da yaşamana izin vermek bana kalmış!
Plastik her yıl sayısız deniz kuşlarını ve deniz kaplumbağalarını öldürür.
elli iki ülkenin güvenliğini tehdit ve milyonlarca insanı öldürür.
Japonya'da birçok, Endonezya'da ise bir ölümden sorumlu bu ölümcül çiçeğin zehri kurbanını öldürmediği zaman bile
Lütfen beni öldürme.
Öldürmüyor mu? Gerçeklerden kaçmayalım artık. Aaa doğru doğru, gripten ölen daha çok insan var sonuçta.