Examples of using "Sincèrement" in a sentence and their turkish translations:
- Gerçekten çok üzgünüm.
- Çok ama çok üzgünüm.
İçtenlikle bundan şüphe ediyorum.
Gerçekten bundan pişmanlık duyuyorum.
İçtenlikle, seni kutluyorum.
Umudum bu yönde.
- Ben içtenlikle ummuyorum.
- Umarım öyle değildir.
- Umarım öyle olmaz.
Onu gerçekten sevdim.
Bütün sorularımı doğru şekilde cevaplar mısın?
Ben soruyu gerçekten anlamıyorum.
İçtenlikle umuyorum ki yakında hastalığından iyileşeceksin.
Bütün sorularımı doğru olarak cevaplamak niyetinde misin?
Bana yanlışlarımı gösterdiğin için sana içtenlikle teşekkür ederim.
Mary'nin kasabayı terk ettiğini ona söylediğimde, Tom gerçekten şaşırmış görünüyordu.
Nefret ettiğin bir şeyde başarılı olmaktansa sevdiğin bir şeyde başarısız olmanın daha iyi olduğunu içtenlikle düşünüyorum.