Examples of using "Pouvait" in a sentence and their turkish translations:
O artık buna katlanamadı.
Hiç kimse çalışamazdı.
Herkes olabilirdi.
Sinek uçsa duyabilirsin.
Keşke o şimdi seni görebilse.
Keşke o seni şimdi görebilse.
Konuşamıyordu.
Tom bir şey hissedebilir.
Tom konuşamadı.
Tom zorlukla nefes alabiliyordu.
Tom ona yardım edemedi.
Tom uyuyamadı.
Tom kimseyi öldüremedi.
Tom güçlükle yürüyebiliyordu.
Tom Mary'nin konuştuğunu duyabiliyordu.
O elinden geleni yaptı.
İtfaiyeci alevleri söndüremedi.
Tom bir iş bulamadı.
Bu konuda hiçbir şey yapamazdınız.
Burada görebilirsiniz.
çok gidemiyorduk yaşımız küçük annemiz çok izin vermiyordu
bu doğru olamazdı.
Ne yapılacağına gelince hiç kimse karar veremedi.
Kapı açılamadı.
O, onu yapabileceğini söyledi.
O, gözyaşlarını durduramadı.
Tom telefonun çaldığını duyabilir.
Tom kendini gösteriş yapmaktan alamadı.
Hiç kimse onların davetini geri çeviremezdi.
Tom daha fazla kendini kontrol edemedi.
Keşke yağmur dursa.
Eğer Tom bize yardım edebilseydi, ederdi.
- Tom Mary'nin ağladığını görebilir.
- Tom, Mary'nin ağladığını görebiliyordu.
Mağaza zaten kapalı olabilir.
Herhangi biri olabilir.
Tom öfkesini bastıramadı.
Tom her şeyi kendi başına yapabilirdi.
Gazabını zaptedemedi.
O, onun doğru olabileceğini söyledi.
Keşke karım çok şikayet etmese.
Hiç kimsenin onları görmediğinden emin oldular.
Artık yardım olmadan yürüyemiyordu.
internetin mesajları nasıl güçlendirebileceğini
Onun kabalığına daha fazla katlanamadı.
Hiçbir şey onun fikrini değiştirmek için onu ikna edemez.
Tom artık ağrıya dayanamadı.
Anksiyete ile baş edemedi.
Yaralı asker güçlükle yürüyebiliyordu.
O, cümleyi anlayamadı.
Kapı kapanmazdı.
Çıplak gözle görülebildi.
Böyle bir şeyin olabileceğinden kuşkulandım.
Tom bir değnek olmadan yürüyemedi.
Tom bir iş bulamadı.
Bu daha kötü bir zamanda olamazdı.
Bob öfkesini kontrol edemedi.
Polis kalabalığı kontrol edemedi.
Çığlık attım ama kimse beni duyamadı.
Tom Mary'nin Fransızca konuşabileceğini düşündü.
Onun hikayesine inanamadı.
Tom elinden gelenin en iyisini yaptı.
Tom ayakkabılarını çıkaramadı.
Keşke yakında yaz olsa.
O zar zor yataktan kalkabildi.
O kazanamayacağını biliyordu.
Bir ses duyulmadı.
Tom daha mutlu olamazdı.
Tom elinden geldiği kadarıyla yürüdü.
Kimsenin onu görememesini garantiledi.
O hiç kimsenin onu göremediğini garantiye aldı.
Onun gidebileceğini söyledim.
Hélène görüp duyamadığı için, ne okumayı ne de yazmayı öğrenebilirdi.
Bu hediyenin senden olabileceğini düşündüm.
Durumun böyle olabileceğini düşündüm.
Bu makinenin ne yapabileceğini gördün.
O kontrolden çıkmış koşabildi ve çevreyi kontrol edebildi.
de başını belaya sokabileceğine dair işaretler zaten vardı .
Zihnim tüm bunlarla başa çıkamıyordu.
Her şey olabilir.
Tekrar buluşabilsek muhteşem olurdu.
Ona yardım edilemedi.
O, onun doğru olabileceğini söyledi.
O, gözlerine inanamadı.
O artık öfkesini tutamadı.
Karanlık korkusunu yenemedi.
O, konuşmaya konsantre olamadı.
Tom oturup beklemekten başka bir şey yapamadı.
- Onun nerede olduğunu kimse söyleyemedi.
- Kimse onun nerede olduğunu söyleyemedi.
Bunun olacağını kimse bilememiş olabilir.
Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.
O, kulaklarına inanamadı.
Dan durumun ciddi olduğunu anlayamadı.
O, kahvenin acılığına dayanamadı.
Hiç kimse bir şey satın alamadı.
O, gözlerini ondan alamadı.