Examples of using "Tomber" in a sentence and their turkish translations:
Kapat şu konuyu artık!
Üstüne bir bardak su iç!
Yere yıkmana izin verdim.
Silahlarınızı bırakın!
Onu boş ver.
Onu düşürdü.
Onu bırakalım.
Şimdi hapı yuttum.
Unut gitsin.
- Benim yüzümü kara çıkarma.
- Beni hayal kırıklığına uğratma.
Seni hayal kırıklığına uğrattım.
birinin önce düşmesi gerek,
Birden çekiveriyordu.
Düşerim diye korkuyorum.
Takımı hayal kırıklığına uğrattım.
Sadece vazgeçtim.
Onu ben düşürdüm.
O muhtemelen düşecek.
Bazı şeylerin gitmesine izin verin.
İstifa etme niyetim var.
Kalemini düşürdün.
Ben neredeyse tabakları düşürüyordum.
- Düşmemeye dikkat et.
- Düşmemek için dikkatli ol.
Vazgeçme.
Sadece düşürmeyin.
Seni asla hayal kırıklığına uğratmayacağız.
Hayallerinden asla vazgeçme.
Mendilini düşürdün.
Ben asla seni hayal kırıklığına uğratmayacağım
Hava gittikçe kararıyor.
Lenslerimden birini düşürdüm
Yağmur yağmaya başladı.
Anahtarlarımı düşürdüm.
Bu konuyu kapatabilir miyiz?
Şiddetli yağmur yağmaya başladı.
Onu düşürdün mü?
O şaşırtıcı bir şekilde güzeldir.
Koleji bıraktım.
Geç bunları.
Takım arkadaşlarımı hayal kırıklığına uğrattım.
Onu yalnız bırak dedim.
Telefonumu düşürdüm.
Silahını bırak.
- Bunu boşvermeni istiyorum.
- Bunu boşvermenizi istiyorum.
Sıkı tutun yoksa düşeceksin.
Eğer mutlu değilseniz, çıkın.
Bırakamazdım
Ölü yaprakların düşüşünü izliyordu.
Tom seni hayal kırıklığına uğratmayacaktır.
Neredeyse bayılıyordum.
Hasta olmak istemiyorum.
Sabunu düşürme.
Onu boşvermeyeceğim.
- Düşmemeye dikkat et.
- Düşmemek için dikkatli ol.
O bir vazo düşürdü.
- Seni yüzüstü bırakmayacağım.
- Yüzünü kara çıkarmayacağım.
- Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.
O, hamsileri düşürdü.
Neredeyse tabağı düşürüyordum.
Takımı hayal kırıklığına uğratırım gibi hissediyorum.
Ben her zaman bir şeyler düşürüyorum.
- Gözlüklerini bıraktın.
- Gözlüklerini düşürdün.
Tom'un kaydığını ve düştüğünü gördüm.
- Bana âşık mısın?
- Beni çok seviyor musun?
Sanırım bunu düşürdünüz.
Üzerinize bir şey düşebilir, bu yüzden dikkatli olun.
Bana aşık mı oluyorsun?
Bir şey düşürdün.
mahkeme salonunda oturduğumu hatırlıyorum.
Çünkü dal aşağı düşer ve siz de yuvarlanırsınız.
Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!
O uçaktan atlıyormuşum gibi hissediyorum.
korkulardan arınarak
Çoğu nihayetinde harabeye dönüşecekti.
Yere bir şeyin düştüğünü duydum.
Palyaço kasıtlı olarak düştü.
Bunu yapmasan daha iyi olur.
Beni terk etti.
Bu defa gitmesine izin vereceğim.
Bir şey düşürdüğümü düşündüm.
Size rastlamaya devam ediyorum.
Bu daha kötü bir zamanda olamazdı.
Ekimde yapraklar dökülmeye başlar.
Affedersiniz, yemek çubuklarımı düşürdüm.
Vazgeçmek istiyorum.
Rüzgar bu ağacı devirdi.
Nelerden vazgeçtiğinizi yazın.
Tom, Mary'den vazgeçemiyor.
O beni terk etti.
Onun düştüğünü duyuyorum.
Sana aşık olmamdan korkuyorum.
Sadece seni hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.
Unut gitsin. O çok riskli.
O, onu daha zengin bir adam için terk etti.
O, daha genç bir adam için onu terk etti.
Sana âşık oluyorum.
ve sürekli düşme tehlikesi altındayız.