Examples of using "Ombre" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir gölge.
O kendi gölgesinden korkar.
Kız kendi gölgesinden korkuyordu.
O kendi gölgesinden korkuyor.
Gölgesız ışık yoktur.
Kendi gölgesinden korktu.
Onu, gerçekte olduğu şeyden, üzgün bir gölgeye indirgiyoruz.
Gölgenizi suyun yüzeyinden uzak tutmak için dikkat etmelisiniz.
Bu gelişme aynı zamanda kimya sanayi üzerinde de gittikçe daha büyük bir gölge düşürüyor.
isimler almış ama gölgede kalan