Examples of using "Négociation" in a sentence and their turkish translations:
Müzakere bitti.
O, görüşmede güçlüklere katlandı.
Bu bir tartışma değil.
Bu çok hassa bir müzakereydi.
Hiç müzakere yoktu.
Biz bu müzakereyi bozmak istiyoruz.
Bir savunma pazarlık söz konusu değildir.
Uzlaşma yeteneğimi kullanarak bir anlaşma yapmayı başardım.
Tutsakların kaderi görüşmenin sonucuna göre değişir.
İran hiç savaş kazanmadı, ama hiç müzakere de kaybetmedi.
Ancak Venedik'in gücü yapmış oldukları zekice müzakerelerden ve şahsi çıkar anlayışlarından da gelir.
Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki serbest ticaret anlaşması şu anda müzakere aşamasında.