Translation of "Marrons" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Marrons" in a sentence and their turkish translations:

- Vous n'avez pas les yeux marrons.
- Tu n'as pas les yeux marrons.

Senin kahverengi gözlerin yok.

Elle a des yeux marrons.

Kahverengi gözleri var.

J'adore les marrons glacés, mais ils sont très doux.

Ben kestane severim ama onlar çok tatlı.

Les tâches marrons, c'est là qu'il y a une maladie.

Kahverengi noktalar, hastalığın olduğu yerler.

Marie a les yeux marrons, sa fille les a verts et son petit-fils a les yeux bleus.

Mary'nin kahverengi gözleri var, kızınınkiler yeşil ve küçük oğlununkiler mavi.