Translation of "L'ancien" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "L'ancien" in a sentence and their turkish translations:

L'ancien système fonctionne.

Eski sistem çalışır.

L'ancien directeur est en disgrâce.

Eski müdürün başı dertte.

L'ancien bureau était moins illuminé.

Eski ofis daha az aydınlatılmıştı.

Ils se débarrassèrent de l'ancien système.

- Eski sistemden kurtuldular.
- Eski sistemi kaldırdılar.

Et il a le sens de rappeler l'ancien

bir de eskileri hatırlatmak gibi bir huyu var

Mon nouveau travail est plus difficile que l'ancien.

Yeni işim eski işimden daha zor.

Échangez l'ancien train de pneus contre un neuf.

- Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.
- Eski lastikleri yenileriyle değiştir.

La dîme est un fondement de l'Ancien Régime.

Aşar vergisi Fransız Eski rejiminin direklerinden biriydi.

Le monde n'est pas gouverné par l'Ancien Testament.

Dünya, Eski Antlaşma tarafından yönetilmiyor.

"L'Ancien Testament" est la première partie de la Bible.

"Eski Ahit" Kutsal Kitabın ilk parçasıdır.

Le nouveau tunnel est deux fois plus long que l'ancien.

- Yeni tünel eskisinin iki katı uzunluğunda.
- Yeni tünel eskisinin iki katı kadar uzun.

Le nouvel ordinateur est dix fois plus rapide que l'ancien.

Yeni bilgisayar, eskisinden on kat daha hızlı.

Il lut la totalité de l'Ancien Testament en un an.

Eski Antlaşma'nın tamamını bir yılda okudu.

En d'autres mots, et pour citer l'ancien responsable de la FDA :

Başka bir deyişle ve geçmiş FDA temsilcinin sözleriye

Comparé à l'ancien modèle, ceci est bien plus facile à manipuler.

Eski modelle karşılaştırıldığında bunu kullanmak çok daha kolaydır.

- Tom est l'ex de Mary.
- Tom est l'ancien copain de Marie.

- Tom Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.

Mais en 1804, Napoléon fonda un nouvel empire et rétablit l'ancien rang.

Ancak 1804'te Napolyon yeni bir imparatorluk kurdu ve eski rütbeyi geri getirdi.

Encore une fois, une pièce du puzzle provient de l'ancien registre des roches.

Bu bilmecenin ipucu yine antik kayaç kayıtlarından geliyor.

L'ancien rival de Lannes, le maréchal Bessières, est placé sous son commandement provisoire.

Lannes'ın eski rakibi Mareşal Bessières geçici komutası altına alındı.

- Qu'est-ce qui n'allait pas avec l'ancien ?
- Qu'est-ce qui n'allait pas avec l'ancienne ?

Eskinin neyi vardı?

Soult, l'ancien instructeur de forage, imposa une discipline stricte et entraîna durement ses hommes, gagnant

birliklerin komutanlığı da vardı . Eski eğitim hocası Soult, sıkı bir disiplin uyguladı ve adamlarını sıkı bir şekilde eğiterek

Mustafa Al-Kazemi, l'ancien chef du renseignement, qui est revenu pour raviver les espoirs pour l'

için umutlar canlandırmak döndü Mustafa El-Kazemi, eski istihbarat şefi

Les frères Vlad et Radu, fils de l'ancien Valachie prince Vlad II Dracul, ont grandi à la cour ottomane

Eski Eflak prensi 2.Vlad'ın oğulları Vlad ve Radu kardeşler, Osmanlı sarayında soylu bir

- Je doute que notre nouveau patron soit pire que l'ancien.
- Je doute que notre nouvelle patronne soit pire que l'ancienne.

Yeni şefimizin eskisinden daha kötü olacağından süphe ediyorum.

Mon nouvel ouvre-boîte est plus robuste que l'ancien, alors j'espère qu'à l'avenir il ne me faudra pas plus de 2 minutes pour accéder à mes haricots.

Yeni konserve açacağım eskisinden daha sağlam, böylece umarım bezelyelerime kavuşmak artık 2 dakikamı almayacak.