Examples of using "Impatient" in a sentence and their turkish translations:
Tom sabırsız.
Tom sabırsızlandı.
Sabırsızsın.
Ve ben sabırsızım.
Tom sabırsız görünüyor.
Baba bugün sabırsız.
Daha az sabırsız olmalısın.
Tom sabırsız ve huzursuzdu.
Başarmak için endişeliyim.
Başlamak için endişeliyim.
Oraya gitmeye çok hevesli.
Heyecanlı ama aynı zamanda gerginsiniz
O hastaneye gitmek için isteklidir.
Tom Mary'yi görmek için sabırsızlanıyordu.
Onu görmek için sabırsızlanıyordum.
Onun gelişi için sabırsızdım.
Ben sabırsızım.
- Sen sabırsızsın.
- Sabırsızsın.
- Seni görmek için can atıyorum.
- Seni görmeye can atıyorum.
Tom Mary'yi yeniden görmek için sabırsızlanıyordu.
O, oğlunu görmek için sabırsızlanıyordu.
Sonucunu öğrenmek için sabırsızlanıyor.
O, kitabı okumak için istekli.
O, babasından daha az sabırsız.
Ebeveynlerinle tanışmayı dört gözle bekliyorum.
Babanı görmeye can atıyorum.
- Kızını görmek için çok sabırsızdı.
- Kız çocuğunu görmek için sabırsızdı.
Tom Boston'da yaşamaya istekli.
Tom Mary ile konuşmak için istekli.
Ben biraz çok sabırsızlandım.
Seni görmek için can atıyorum.
Tom sabırsız, değil mi?
İşe gelmeye hevesliyim.
Ben seni bir gelinlik içinde görmek için sabırsızlanıyorum.
Seninle tanışmayı dört gözle bekliyordum.
Eylül ayında okula dönmek için istekliydi.
Buradan kaçmak istediğini itiraf etti.
Sadece eve gitmeyi iple çekiyorum.
O, oraya gitmek için istekli.
Onu dört gözle bekliyorum.
Ben yine kendi yatağımda uyumak için sabırsızlanıyorum.
Onu sabırsızlıkla bekliyorum.
- Çok sabırsızsın.
- Sen çok sabırsızsın.
Ve aynı bu seyahatim gibi, yerel dili öğrenmeye çok istekliydim.
- Sabırsızlanıyorum.
- Bekleyemem.
Sadece bekleyemem.
Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için çok sabırsızlanıyorum.
Bu ülkeyi keşfetmeyi ve bir sürü macera yaşamayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Ben onu yemek için sabırsızlanıyorum.
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
- Onunla tanışmak için bekleyemem.
- Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Okula gitmek için sabırsızlanıyorum.
Bana karşı çok sabırsızsın.
Çok sabırsız olma.
Ben pastayı yemek için sabırsızlanıyorum.
Raporunu okumayı iple çekiyorum.
Bunu yapmak için sabırsızlanıyorum.
Gelecek seferi dört gözle bekliyorum.
Ölmek için sabırsızlanıyorum.
Onu görmek için sabırsızlanıyordum.
Yarının gelmesini bekleyemem.
Okulun başlamasını bekleyemem.
- Kısa sürede seni görmeye can atıyorum.
- Yakında seni görmeyi iple çekiyorum.
Seni dans ederken görmek için sabırsızlanıyorum.
Sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.
Yeni romanını okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Şehrine bir daha ki seferimde seni görmeyi candan istiyorum.
Çocuklara karşı sabırsız olmamalısın.
Bir sonraki toplantımızı dört gözle bekliyorum.