Translation of "Héritage" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Héritage" in a sentence and their turkish translations:

- Mon père me laissa un gros héritage.
- Mon père m'a laissé un gros héritage.

Babam bana büyük bir miras bıraktı.

Pourquoi pas un héritage de justice ?

bir adalet mirası bırakmayı düşünmeliyiz.

Par « notre » héritage, j'entends celui de l'humanité.

Tabii miras derken her yerdeki insanları kastediyorum.

Le fils aîné réussit à doubler son héritage.

Büyük oğlu mirasını ikiye katlamayı başardı

Le fils aîné a réussi à doubler son héritage.

Büyük oğul mirası iki katına çıkarmayı başardı.

Mais quelles taxes devrai-je payer sur cet héritage?

Gerçekten veraset vergisinin ne kadar tutacağını merak ediyorum.

Ce sera un héritage qu'ils ne pourront que faire fructifier

Bu onların sadece örnek alabileceği değil,

Mon héritage, mon origine et mes opportunités appartiennent à une élite.

Irkım, arka planım ve fırsatlar beni ayrıcalıklı elitlerden biri yaptı.

Il est de notre devoir de laisser un héritage d'espoir et d'opportunités

Onlar için ama aynı zamanda onlarla birlikte

Pensez à ce qui change votre vie si vous avez un tel héritage

şimdi bir düşünsenize size böyle bir miras kalsa hayatınızda neler değişir

- Mon père m'a laissé une grande fortune.
- Mon père m'a laissé un gros héritage.

Babam bana büyük bir servet bıraktı.