Translation of "Fonctionner" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Fonctionner" in a sentence and their turkish translations:

Cela pourrait fonctionner.

O işe yarayabilir.

- Rien ne semblait fonctionner.
- Rien n'avait l'air de fonctionner.

Hiçbir şey işe yarıyor gibi görünmüyordu.

Submergée et incapable de fonctionner.

bunalmış ve fonksiyonunu yitirmiş.

Pour qu'ils puissent fonctionner séparément.

böylece bağımsız olarak çalışabilirler.

L'air conditionné semble désormais fonctionner.

Klima artık çalışıyor gibi görünüyor.

Ça semble fonctionner à nouveau.

Yeniden çalışıyor gibi görünüyor.

Nous pouvons faire fonctionner cela.

Onu çalıştırabiliriz.

- La climatisation semble ne pas fonctionner.
- L'air conditionné n'a pas l'air de fonctionner.

Klima çalışıyor gibi görünmüyor.

- Je n'arrive pas à fonctionner sans toi.
- Je n'arrive pas à fonctionner sans vous.

Sensiz çalışamayız.

- Mon téléviseur a cessé de fonctionner.
- Mon poste de télévision a cessé de fonctionner.

Televizyonum bozuldu.

Et, surtout, ce qui pourrait fonctionner.

daha da önemlisi işe yarayan şeyi bulabilecekleri bir platform.

Je suppose que ça pourrait fonctionner.

Sanırım işe yarayabilir.

Je pense que cela va fonctionner.

Sanırım bu işe yarayacak.

Je pense que ça pourrait fonctionner.

Sanırım o çalışabilir.

La machine a cessé de fonctionner.

Makine çalışmayı kesti.

Mon corps risque de s'arrêter de fonctionner.

Şu anda bedenim iflas etme tehlikesi altında.

Les croassements frénétiques ne semblent pas fonctionner.

Coşkun ötüşler pek etkili olmamış gibi.

Il a fait fonctionner la nouvelle machine.

Yeni makineyi kullandı.

Mon ordinateur a soudain cessé de fonctionner.

Bilgisayarım aniden çalışmayı durdurdu.

Je savais que ça n'allait pas fonctionner.

Bunun işe yaramayacağını biliyordum.

Sais-tu comment faire fonctionner la machine ?

Bu makinenin nasıl çalıştırılacağını biliyor musunuz?

Est-ce que ça va vraiment fonctionner ?

Bu gerçekten işe yarayacak mı?

- J'espère qu'il va fonctionner.
- J'espère qu'il va marcher.

Onun çalıştığını umut ediyoruz.

- Je n'arrive pas à comprendre comment faire fonctionner cet engin.
- Je n'arrive pas à comprendre comment faire fonctionner cette machine.

Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı anlamıyorum.

Sans lequel aucun des autre principes ne peut fonctionner.

saygı olmadan diğer ilkeler işe yaramaz.

Je n'arrive pas à faire fonctionner cette vieille télé.

Bu eski televizyonu çalıştıramıyorum.

Ils n'arrivent pas à faire fonctionner le système d'exploitation.

Onlar işletim sistemini çalışmaya başlatamıyorlar.

La tondeuse à gazon a besoin d'essence pour fonctionner.

Çim biçme makinesini çalıştırmak için benzin gerekiyor.

As-tu réussi à faire fonctionner le lave-vaisselle ?

Bulaşık makinesini çalıştırabildin mi?

Mentionnés. Ces bâtiments consomment beaucoup d'énergie pour faire fonctionner les

bahsedilmelidir. Bu binalar klimaları, aydınlatmaları, asansörleri ve daha fazlasını

- Ça avait l'air de fonctionner.
- Ça avait l'air de marcher.

İşe yaramış gibiydi.

Je n'arrive pas à croire que ça vienne de fonctionner.

Bunun çalıştığına inanamıyorum.

Le secret de leur réussite est de fonctionner 24 h/24.

Başarılarının sırrı, 7/24'lük bir var oluş tarzına geçmelerinde saklı.

Mon ordinateur a cessé de fonctionner il y a quelques jours.

Bilgisayarım birkaç gün önce çalışmayı durdurdu.

L'ordinateur a cessé de fonctionner après une mise à jour système automatique.

Bilgisayar otomatik sistem güncellemeden sonra çalışmayı durdurdu.

- Penses-tu que ça va marcher ?
- Pensez-vous que ceci va fonctionner ?

Bunun işe yarayacağını düşünüyor musun?

Quand il a commencé à fonctionner, Microsoft était à nouveau le géant mondial

Bu işe girdiğinde ise Microsoft yine dünya deviydi

Immenses bureaucraties requérant d'immense sommes d'argent pour fonctionner. Prenez Samsung par exemple, cette

için tonlarca ve tonlarca paraya ihtiyaç duyan bürokratik develere döndü. Samsung'u örnek olarak alalım, bu

- Ça semble fonctionner.
- On dirait que ça fonctionne.
- Il semble que ça fonctionne.

Bu çalışıyor gibi görünüyor.

Il va vous appeler parce qu'il n'arrive pas à faire fonctionner la machine.

Seni arayacak çünkü makineyi çalıştıramıyor.

Je ne suis pas en mesure de faire fonctionner la machine à pain.

Ekmek makinesini çalıştıramıyorum.

- La neige empêcha le train de rouler.
- La neige empêcha le train de fonctionner.

Kar, treni seferden alıkoydu.

- Ça a presque fonctionné.
- Ça a failli fonctionner.
- Ça a failli marcher.
- Ça a presque marché.

Neredeyse işe yarayacaktı.

- Je ne pense pas que ton plan va marcher.
- Je ne pense pas que votre plan va fonctionner.

Planının işe yarayacağını sanmıyorum.