Examples of using "Devra" in a sentence and their turkish translations:
Bunun değiştirilmesi gerekecek.
Bizden biri gitmek zorunda kalacak.
Yolunu bulmak zorunda,
- O, o görevi tekrar yapmak zorunda kalacak.
- O, bu görevi tekrar yapmak zorunda kalacak.
Yanıtın "hayır" olması gerekecek.
- Sami bu belgeyi imzalamak zorunda kalacak.
- Sami bu dokümanı imzalamak zorunda kalacak.
- Tom beklemek zorunda kalabilir.
- Tom'un beklemesi gerekebilir.
İstasyona gitmek zorunda kalacak.
Ya sen ya da ben gitmek zorunda kalacağım.
İspanya'nın 100 milyar euro borç alması gerekecek.
Şehrin daha içlerine doğru girmeli.
Herkes için yemek pişirmek zorunda kalacak.
Ya siz ya da ben onu yapmak zorunda kalacağım.
Kaç kişiyi daha çıkarmalıyız?
karşı karşıya olduğumuz en büyük risklerden biri olduğu konusunda uyardı.
O, bir gün yaptığının hesabını vermek zorunda kalacak.
Tom'un bunu yapması gerekip gerekmeyeceğini merak ediyorum.
Sonuçta biri Tom'a terbiyeli davranması gerektiğini söylemek zorunda kalacak.
İş yarın hazır olmalı.
Tom bir yıldan daha fazla Boston'da yaşamak zorunda olmamayı ümit ediyor.
Eğer o böyle içmeye devam ederse eve bir taksi çağırmak zorunda kalacak.