Translation of "Dana" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Dana" in a sentence and their turkish translations:

Dana !

Dana!

J'arrive, Dana !

Geliyorum, Dana!

Venez. Dana !

Hadi. Dana!

Vous entendez ? Dana !

Bunu duydunuz mu? Dana!

J'ai vu Dana.

Dana'yı gördüm.

Je vois Dana.

Dana'yı görüyorum.

Elle est là, en bas ! Dana !

Orada, aşağıda! Dana!

Les traces de Dana ont disparu.

Bakın, Dana'nın izleri burada bitiyor.

Alors, d'après l'émetteur, Dana est tout près.

Bakalım, bu takip cihazına göre Dana kesinlikle yakınlarda.

C'est logique que Dana passe par là.

Dana'nın bu tarafa gelmesi çok mantıklı olurdu.

Mais aurait-on pu récupérer Dana plus vite ?

Peki Dana'yı daha hızlı kurtarabilir miydik?

Si vous pensez pouvoir secourir Dana, choisissez "réessayer".

Dana'yı buradan kurtarabileceğinizi düşünüyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.

On doit descendre la montagne pour retrouver Dana.

Bu dağdan inip Dana'yı aramalıyız.

Quelle stratégie de navigation peut nous conduire à Dana ?

Hangi yön bulma stratejisi  bizi Dana'ya götürebilir?

Regardez, le collier de Dana indique qu'elle est tout droit.

Evet, bakın. Takip cihazı, Dana'nın... ...hâlâ o tarafta olduğunu gösteriyor.

Quel est le chemin le plus sûr pour retrouver Dana ?

Dana'yı bulmak için hangi yol daha güvenli olur?

Il est peu probable qu'on retrouve Dana avant la nuit,

Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.

Vous décidez. Mais faites vite, Dana a besoin de nous.

Karar sizin. İkisinden biri, hızlı olun! Dana'nın bize ihtiyacı var, hadi!

Comment descendre la falaise au plus vite pour secourir Dana ?

Dana'yı kurtarmak için bu tepeden aşağı inmenin en hızlı yolu ne?

Vous décidez. Mais faites vite, Dana a besoin de nous !

Karar sizin. İkisinden biri, hızlı olun. Dana'nın bize ihtiyacı var. Hadi!

C'est une chienne incroyable qui s'appelle Dana. C'est un saint-bernard.

O inanılmaz bir kız.  Dana adında, St. Bernard cinsinde bir arama kurtarma köpeği.

Vous décidez. Je vous obéirai. Faites un choix. Dana nous attend.

Seçim sizin. Kararınız neyse onu yapacağım. Bir karar verin. Dana bizi bekliyor.