Examples of using "Curiosité" in a sentence and their turkish translations:
Bu beni meraklandırıyor.
merak duymak gerekiyor.
Kültürel binalar bir merak duygusu uyandırmalıydılar.
O, meraktan öyle yaptı.
Ben sadece meraktan soruyorum.
Bunu meraktan dolayı yaptım.
O onu meraktan yaptı.
Bu çocuk çok meraklı.
- Fazla merak iyi değildir.
- Kediyi merak öldürür.
O merakına yenik düştü.
Oraya merakımdan gittim.
Sonunda merakım korkumun üstesinden geldi.
Kültürel düşüncenin temeli merak duygusudur.
Merakımı daha önce hiç yaşamadığım bir şekilde kabartmıştı.
Entelektüel meraka sahip olmak önemlidir.
Bugün, merak ve şüphecilik için,
Ancak bu esneklik ve merak gerektirir.
Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.
İnsanları açmak çok merak uyandırıcı.
Bilim, merak duygusu ve dayanışma için de geçerlidir.
bu beni daha da meraklandırdı, onları daha fazla anlamak istedim.
Nezaket, merak, empati, bir vizyon.
112'yi aramaya çalışıyor fakat sizlerin bu merakı yüzünden o insanlar ulaşmıyor
Meraklanmaya başlıyorum.
Bir zamanlar, gece olduğunda merakla gözlerini yıldızlarla dolu gökyüzüne çeviriyordu.