Examples of using "Crée" in a sentence and their turkish translations:
Bir kıvılcım çıkaracak.
Fonksiyon organ yaratır.
bu da güvenlik açığı oluşturuyormuş
Davranışın çok sayıda sorun yaratıyor.
Cehalet her zaman korku yaratır.
ve kendi güzel hayatımı oluşturdum.
dönüp durup size zor anlar yaşatabilir.
ve bu küçük bir soruna yol açıyor.
Bu güzel bir adalet döngüsü yaratıyor.
Ufkun haritasını çıkarır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
Tutku acı yaratır.
Çocuğun saldırganlığı problemler yaratıyordu.
Bu akım çok, çok daha güçlü aracı kurumlar yaratıyor.
Kültürel bir bina yapmanın yolu budur.
Perde ya da ritmi ben yaratmıyorum,
çünkü teknolojinin kendisi
ve burada Venüs sinekkapanının
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- Acele işe şeytan karışır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
- Acele yürüyen yolda kalır.
doğanın ustalıkla yaptığı bu şekiller
Ancak dünyada her ay 10 milyon yeni iş ortaya çıkmıyor.
doğru içerikte doğru insanlarla çalışmak,
Ben bir örnek oluşturursam, onu benim için düzeltir misin?
Bunu inkar edemeyiz -- kültürde varlık imkân yaratır.
Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.
Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey yaratılmaz, her şey dönüşür.
Doğru yaşa, mutlu ol.
bağışıklık sistemi hücre ve proteinlerden küçük bir çevre oluşturacak
Milyarlarca yıldır gelip giden metcezirleri meydana getiriyor.
İşte bu, yeni normaller yaratan birebir iletişimin gücüdür.
Lise bir ile ikinci sınıf arasında gizli bir Instagram hesabı açtım.
insanların paraya nasıl taptığı paranın sana nasıl bir sahte çevre oluşturduğu
Gün içinde biriken buhar gece boyu devam eden fırtınalar doğuruyor.
Hemen kendine Next adında yazılım ve donanım geliştirme şirketini kuruyor
Yani 25 tane fotoğraf çekiyor saniyede bu fotoğrafları arka arkaya ekleyerek bir video kaydı oluşturuyor