Examples of using "Comparable" in a sentence and their turkish translations:
Öyle bir şey yok
Hiçbir şey onun güzelliği ile karşılaştırılamaz.
Buranın iklimi İngiltere'ninkine çok yakındır.
Onun davranışları babasına hiç benzemiyor.
Bildiğiniz gibi, hayat bir yolculukla kıyaslanabilir.
İyi bir iştah iyi bir sostur.
Zekâ seviyesi, bir kedi ya da bir köpekle, hatta nemli burunlu primatlardan biriyle karşılaştırılabilir.
New York'un Fifth Avenue'su Ginza ile karşılaştırılabilir.
- Ev gibi bir şey yoktur.
- Ev gibi yer yoktur.
Genelde Noel Baba'ya inananların Tanrı'ya da inandıkları düşünülür.