Examples of using "Cellules" in a sentence and their turkish translations:
Ökaryotik hücrelerin çekirdekleri vardır.
tüm kaynaklarını seferber ediyorlar.
Onda olan şey hücrelerin içindeki sudur
farklı beyin hücreleri labirentin farklı kısımlarını kodlardı.
hücrelerin şeklini değiştirir ve yaprak düşer.
hücrelere göre direnç konusu farklılık gösteriyor
Kan hücreleri kemik iliğinde üretilirler.
Yani vücudunuzdaki 600 trilyon hücrenin çoğu bakteri.
Herkesin sandığından daha küçük fotosentetik hücreler.
ve ciltte, hasar gördüğü zaman cilt kanseri gibi
hücrelerinize varan, kalbiniz, beyniniz, böbrekleriniz.
Siz bir kaç insan hücresi eklenmiş bir yürüyen bakteri kolonisisiniz.
ama bekçiler bu hücrelerin her santimini görebilirler.
Gözlerindeki, ışığa duyarlı hücrelerden oluşan yatay hatla ufku tararlar.
vücudumuzda maruz kaldıkları koşulları çok temsil etmiyordu.
Kokainle yakalandı,ama hiç yer olmadığı için serbest bırakıldı.
Bizim hücrelerde kromozomlar genetik materyalimizin bütününü içerir.
orada çok fazla anormal hücre var.
Samanyolu galaksisindeki yıldızlardan daha fazla.
bağışıklık sistemi hücre ve proteinlerden küçük bir çevre oluşturacak
Eksfoliye kremler ölü ya da hasarlı cilt hücrelerini temizler.
Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı.
Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.
Ateş böceği mürekkep balığı, fotofor adı verilen özel hücreleriyle kendi ışığını üretir.
Motor nöronlar beyinden ilgili organlara etki etmek üzere iletim yapar.