Translation of "Feuille" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Feuille" in a sentence and their turkish translations:

Une feuille tombe.

Bir yaprak düşüyor.

- Elle tremblait comme une feuille.
- Elle trembla comme une feuille.

Bir yaprak gibi titriyordu.

Donne-moi une feuille blanche.

Bana boş bir sayfa kağıt verin.

Prends une feuille et écris !

Bir sayfa kağıt alın ve yazın!

Je tremblais comme une feuille.

Ben bir yaprak gibi titriyordum.

Pliez la feuille par le milieu.

Kağıdı ortadan katla.

Une feuille morte tomba au sol.

Ölü yaprak yeryüzüne düştü.

Qu'est-il écrit sur cette feuille ?

Bu levhada ne yazılıdır?

Donnez-moi une feuille de papier.

Bana bir kağıt verin.

Pourquoi as-tu déchiré cette feuille ?

Bu kağıdı neden yırttın?

Arrêtez d'écrire et rendez votre feuille.

Yazmayı bırak ve kağıdını teslim et.

- Il lui a donné une feuille de papier.
- Il lui donna une feuille de papier.

Ona bir yaprak kağıt verdi.

J'ai écrit mon nom sur la feuille.

Adımı kağıda yazdım.

- Donne-moi une feuille, s'il te plaît.
- Veuillez me donner une feuille de papier, je vous prie.

Lütfen bana bir yaprak kağıt verin.

Tirez un trait sur votre feuille de papier.

Kağıdına bir çizgi çiz.

La forme des cellules change, et la feuille tombe.

hücrelerin şeklini değiştirir ve yaprak düşer.

Apporte-moi une feuille de papier, s'il te plaît.

Lütfen bana bir kağıt getir.

Il chiffonna la feuille de papier en une boule.

Bir yaprak kağıdı ezerek top yaptı.

Une feuille morte flottait à la surface de l'eau.

Ölü bir yaprak su yüzeyinde yüzüyordu.

Il dansait comme une feuille dans le vent d'automne.

O sonbahar rüzgardaki bir yaprak gibi dans etti.

J'ai oublié de porter mon nom sur la feuille d'examen.

Ben sınavda adımı yazmayı unuttum.

Regardons à l'intérieur, que se passe-t-il dans la feuille

ve bir sinek üzerine konduğunda yaprağın içerisinde

Cela peut lui prendre jusqu'à un mois pour digérer une seule feuille,

Tek bir yaprağın sindirimi bir ay sürebilir,

Une feuille de papier s'est coincée dans l'imprimante et depuis elle ne fonctionne plus.

Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.

Il y a un livre, un crayon et une feuille de papier sur la table.

Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.

- Tom a oublié de soumettre sa déclaration d'impôts.
- Tom oublia de remplir sa feuille d'impôts.
- Tom a oublié de déclarer ses impôts.

Tom vergilerini dosyalamayı unuttu.