Examples of using "Bord" in a sentence and their turkish translations:
Kenarda dikkatli ol.
Güverteye hoş geldiniz!
- Aşağıda yolcu kalmasın!
- Haydi binin!
- Herkes gemiye!
Yurt dışına gittim.
Tom hâlâ gemide mi?
Ağlamama ramak kalmıştı.
Onları denize atın.
Sonra da güverteye atılıyorlar.
Lütfen şimdi giriniz.
O, bayılmak üzereydi.
O, gemiye bindi.
Batmanın eşiğindeyiz.
Onlar gemiye bindiler.
Tom uçağa bindi.
O ağlamak üzereydi.
Bardağı ağzına kadar doldur.
Ben gemide uyudum.
Onun deniz kenarında bir sayfiye evi var
Uçurumun kenarına yakın dikkatli olun.
Elimin tam kenarından ısırdı.
Derenin kenarında oturdu.
Onlar suyun kenarında kamp yaptılar.
O şimdi gemiye bindi.
- Trendeki kim?
- Kim trende?
Tom teknede mi?
Herkes gemide mi?
Sürahiyi ağzına kadar doldurdum.
Bu hayvanlar yok olmanın eşiğindedirler.
Onlar aynı uçağa bindiler.
Hepimiz hızla gemiye çıktık.
Tom kovayı ağzına kadar doldurdu.
Bayanlar ve baylar, gemiye hoş geldiniz.
Gemide biri var mı?
Neden hâlâ geminin kenarında değilsiniz?
O, uçurumun kenarında durdu.
Onun evi nehir kıyısındadır.
Thames'in kıyısında yürüdük.
Gemide kimse yoktu.
Ben dağları, deniz kenarına tercih ederim.
O, havuzun yanında uzandı.
Korumak istediğim sivri kısım da burası. Pekâlâ.
Onun işinin iflasın eşiğinde olduğunu duyuyorum.
O bir sinir krizinin eşiğinde.
O, çay bardağının kenarını kırdı.
Biz yazın deniz kenarına gideriz.
Bu yol seni Biwa Gölü kenarına götürecek.
Bir grup bilim adamı onlarla birlikte gemideydi.
Trene bindikten sonra bir bilet alabilir misin?
Yolcular bir deniz kenarı otelinde kaldılar.
Ben bir çocukken, ben her yaz sahile giderdim.
Yaprakların kenarındaki şu küçük şeyleri görüyor musunuz?
Yol kenarındaki bu açıklık tam buluşmalık bir yer.
Bunu şu amaçla kullanacağım, halatı, sivri köşelerden korumak için.
gerçek şu ki kıyametin eşiğinden dönmüştük
Uçakta film var mı?
Gölün kenarında bir otelde kaldık.
Bardağı masanın kenarına yakın koymayın.
Bir dönme dolaba binme yapmak için en sevdiğim şey.
Uçakta bulunan beş yüz yolcu vardı.
Bu arabanın gösterge paneli tamamen elektroniktir.
Denize yakın emlak satın aldı.
Güzel gelincikler yol kenarında büyüyordu.
O, uçağa binmeden önce bana el salladı.
Gölün yanındaki eski kilise çok güzel.
O, diğer tarafa geçti.
Ama onunla tanıştığımda ipoteği paraya çevrilmek üzereydi.
ama artık sahil kenarındaki şehir kullanılmaz halde
uçağa binmeye ikna olmuştu aslında
O, dereye yakın oturdu.
Bayraklar evlerin saçakları üzerine çekilmişti.
Şimdiye kadar ilk kez bir uçağa bindim.
O gemide kaç kişi vardı?
Gemide kaç kişi var?
Tom Mary'nin şarap bardağını ağzına kadar doldurdu.
Tom ve Mary gölde bir piknik planlıyorlar.
Baltık denizinde güzel bir pazar sabahıydı.
Deniz kenarında harika bir zaman geçirdik.
Avusturya'nın denize kıyısı olmadığını gayet iyi biliyorsun.
Kaptan şok içindeki yolculara seferin iptali hakkında duyuru yaptı.
Gölün yanındaki ev benimkidir.
O trende ne olduğunu bilmek istiyorum.
Keşke zengin olsaydım. Deniz kenarında bir villa satın alırdım.
O, uçağa bindi.
Hareket eden trene atlamak çok tehlikelidir.
Hafta sonunda Baltık Denizi'ne gitmek istiyoruz.
binamız yıkılmadı ve okyanusun kenarında oturuyoruz
1914'te olduğu gibi 1939'da dünya bir savaşın eşiğindeydi.
O, ağlamak üzereydi.
- Trende sigara içmek yasaklanmıştır.
- Trende sigara içmeye izin verilmez.
Yanlış trendeyiz.
Kaza olduğunda, otomobilde dört kişi vardı.
Zengin olsaydım deniz kenarında bir ev satın alırdım.