Examples of using "Monté" in a sentence and their turkish translations:
Hiç kimse buraya gelmedi.
O merdivenleri çıktı.
Tom uçağa bindi.
Tom tepeye koştu.
Ben uçağa bindim.
ya da o kayığa hiç binmedi mi?
O, hikayeyi uydurdu.
O trene bindi.
- Keskin yokuşu tırmandık.
- Keskin bir yamaca tırmandık.
Tom arabaya bindi.
Sanırım Tom üst kata gitti.
O hızla ağaca tırmandı.
Tom taksiye bindi.
Ben hiç ata binmedim.
Londra'da yeni bir şirket kurdular.
Maymun, bir ağaca tırmandı.
Tom lunapark hız trenine bindi.
Ben yanlış trene bindim.
Uçağa binmedim.
Onlar üst kata çıktı.
İşsizlik oranı yüzde 5'e yükseldi.
O hızla merdivenlerden yukarı gitti.
Sam, okul basketbol takımına girebildi.
Mt.Fuji'nin zirvesine tırmandım.
Neden Tom otobüse binmedi?
Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.
Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.
Uçak 10.000 metre yüksekliğe tırmandı.
O, şirketini o yıl kurdu.
Biz merdivenlerden yukarı çıktık.
Bu şimdiye kadar bulunduğum en iyi gemi.
Yurt dışına gittim.
Dün ilk kez bir ata bindim.
Karanlıktan önce çadırlarımızı kurduk.
kimin kayığına bindi? ya da hiç gitmedi mi?
Bisiklete bindim ve hırsızı kovaladım.
Merdivenlerden yukarıya koştuktan sonra nefes nefese kaldım.
O bir deveye bindi.
Kapıyı kapattım ve ilk kata çıktım.
Bu sabah otobüse bindiğimde yağmur yağıyordu.
İşte o gün basamakları üçer üçer çıktım.
O, uçağa bindi.
Bir sandalyeye çıktım böylece üst rafa ulaşabildim.
- Keskin yokuşu tırmandık.
- Keskin bir yamaca tırmandık.
Hiç ata bindin mi?
Eyaletin kuzeyine bir kez gittim, bir daha da ayrılmadım
Yanlışlıkla ters yöne giden bir trene bindim.
Tom yalnız olmak istediğini söyledi ve sonra üst kata odasına gitti.
Biz nehrin yanında çadır kurduk.
Bilinmeyen bir nedenle, masadan kalktı ve şarkı söylemeye başladı.
Bu otobüse nerede bindin?
- İlk treni yakaladın mı?
- İlk trene yetiştin mi?
Hiç katır sürdün mü?