Examples of using "Jette" in a sentence and their turkish translations:
Silahını yere at.
Bir şey atma.
Bunu oraya at.
İpi sarkıtalım.
Çapayı indir!
- At.
- Fırlat.
Onu dışarı atma.
O kağıtları havaya atıyor.
Buna bir göz at.
Onları denize atın.
Silahını yere at.
Silahını buraya fırlat.
Bu haritaya bir göz at.
Zarı at.
Tom kuşlara taş atıyor.
O, çöp. Onu atın.
Bu çorapları lütfen at.
Onu son olarak reddet.
Tom'u dışarı atın.
Salatalık acı mı? O zaman onu at!
O kağıtları havaya atıyor.
O kağıtları havaya atıyor.
Bir göz atmamı ister misin?
ve eve doğru baktım
Tamam, şimdi bunu bir dalın üzerine atacağız.
Nehir göle akmaktadır.
Köpeğe taş atmayın.
Bu haritaya bir göz atın.
Bu nehir Pasifik Okyanusuna dökülür.
Domuzların önüne inci atmayın.
Ben kimseye taş atmam.
Seçme ilanına bakıyorum, kategorilere göz atıyorum,
Pekâlâ, kaskımızı takalım. İpi sarkıtalım.
Kayaları nehre fırlatmayın.
Bir kediye taş atmayın.
Paranı boşa harcama.
Onu atmayın.
Bir göz at.
Bir istatistikçi olarak onun yeteneğine iftira atıyorum.
Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.
Bakın, şimdi izleyin. Bahse girerim ki bunlardan birini atınca...
hikaye atıyor ben bunu yaptım diye
Nehir Japon Denizi'ne akar.
Seni dışarı atmadan önce defol git buradan.
İyi bir aşçı dünkü çorbayı atmaz.
Bir göz atmamın bir sakıncası var mı?
Yükselen ilaç fiyatları aileleri evsizliğe,
Misissipi nehri Meksika körfezine akar.
Taşları atmayın.
Bu nehir güneye denize doğru akar.
Bu dergiyi atma.
Tom'un buna bir göz atmasını istiyorum.
O, gazetelere genellikle kahvaltıdan önce bakar.
Kahvaltıdan önce her zaman gazeteye göz atarım.
Bakmamın bir sakıncası var mı?
Bana öyle bakma.
Çıkın yoksa ben sizi dışarı atarım.
İlk defa bitirmeden önce bir sigarayı söndürdüm.
Bana gönderdiği birkaç mektubu yırttım ve attım, pek bir şey değil.
Bu gelişme aynı zamanda kimya sanayi üzerinde de gittikçe daha büyük bir gölge düşürüyor.
Bu rapora bir göz atın.
Silahını bırak.
Onu atma.
Pencereden dışarı bir şey atma!
Kürekçi küreğini suçluyor.
Ateşe bir kütük daha atarsın, değil mi?
- Bunlara bir göz atın.
- Bunlara bir göz at.
Pes. Ben ne yaparsam yapayım, asla memnun gibi görünmüyorsun.