Examples of using "Attendait" in a sentence and their turkish translations:
Ekip bekledi.
Avukat Ben'i bekliyordu.
Tom gergin biçimde bekledi.
Tam da beklediği şey.
O sırasını bekledi.
O, otobüs bekledi.
Tom içeride bekledi.
Dan polisi bekliyordu.
O, onun aramasını bekledi.
Tom bunu beklemiyordu.
O, endişeyle oğlunu bekledi.
Biz size hizmet ediyoruz.
Onun dönmesi için sabırsızlanıyordu.
Dışarıda bekleyen o adam kimdi?
Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi?
Bütün sınıf yeni öğretmeni bekledi.
Büyük bir kalabalık başkanın konuşmasını bekledi.
Tom haberleri soluk soluğa bekledi.
Tom bana kimi beklediğini söylemedi.
Mission Control personeli endişeyle haberleri bekledi.
Frank keyifle akşamki randevuyu bekliyordu.
Beklenildiği gibi, ödülü kazandı.
Genç bir adam onu görmek için sırada bekledi.
Seni bekliyorduk.
O, onunla zaman geçirmeye can atıyordu.
Gemi geldiğinde, rıhtımda bekliyordu.
- Beth onunla tanışmak için can atıyordu fakat o asla gelmedi.
- Beth onunla görüşmeye can atıyordu fakat hiç gelmedi.
Dedektif Dan Anderson suç laboratuvarı sonuçları için endişeyle bekledi.
Ama artık bilindiği şekliyle 'Demir Mareşal', adamlarını ileride olduğunu bildiği şeyler için kurtarıyordu.
İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.