Translation of "Dan" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Dan" in a sentence and their turkish translations:

Dan Bilzerian

Dan Bilzerian

Dan redescendit.

Dan aşağı kata geri geldi.

Dan n'abandonnera jamais.

Dan asla pes etmez.

Bonne nuit, Dan.

İyi geceler, Dan.

Ils voient Dan.

Onlar Dan'ı görüyorlar.

- Dan est ici pour toujours.
- Dan est ici depuis toujours.

Dan hep buradadır.

Pas de panique, Dan.

Panik yapma, Dan.

Dan veut la justice.

Dan adalet istiyor.

Dan va te surveiller.

Dan seni gözleyecek.

Dan va le regretter.

Dan bundan pişman olacak.

Dan cohabitait avec Matt.

Danm Matt ile beraber yaşadı.

Dan l'a bien compris.

Dan bunu iyi anladı.

Dan voulait beaucoup d'enfants.

Dan bir sürü çocuk istedi.

Dan envisageait un divorce.

Dan boşanmayı düşünüyordu.

Dan disait des conneries.

Dan küfürlü konuşuyordu.

Dan attendait la police.

Dan polisi bekliyordu.

Dan réveilla les enfants.

Dan çocukları uyandırdı.

Mon nom est Dan.

Benim adım Dan.

"Regarde, un incendie ! !" s'exclama Dan.

"Bak, yangın!" diye Dan haykırdı.

Je vois Dan et Andrei.

Dan ve Andrei'yi görüyorum.

J'ai rendu visite à Dan.

Ben Dan'ı ziyaret ettim.

Dan n'en a pas parlé.

Dan ondan bahsetmedi.

Dan s'est battu avec Linda.

Dan, Linda ile mücadele ediyor.

Dan a fini en prison.

Dan hapsi boyladı.

Dan entra dans une colère.

- Dan açtı ağzını yumdu gözünü.
- Dan'ın tepesinin tası attı.
- Dan küplere bindi.

Dan a saccagé sa chambre.

Dan odasının çöpünü temizledi.

Dan fut arrêté à l'église.

Dan kilisede tutuklandı.

Heureusement, Dan était en route.

Neyse ki, Dan yoldaydı.

Dan souffrait d'une céphalée migraineuse.

- Dan bir migren baş ağrısı çekiyor.
- Dan'in migreni tutmuştu.

Dan était un tueur impitoyable.

Dan acımasız bir katildi.

Dan harcela Linda d'appels continus.

Dan sürekli aramalarla Linda'yı rahatsız etti.

Dan avait un parfait alibi.

Dan'in mükemmel bir alibisi vardı.

Dan voulait aller avec Linda.

Dan, Linda ile gitmek istedi.

Dan est rentré complètement ivre.

Dan eve çok sarhoş geldi.

Dan n'eut même pas honte.

Dan kendini utanmış bile hissetmiyor.

Dan se dirigeait vers Londres.

Dan, Londra'ya doğru yöneldi.

Dan avait encore une copine.

Dan'in hala bir kız arkadaşı vardı

Dan menaçait de tuer Linda.

Dan Linda'yı öldürmekle tehdit etti.

Dan était un détective d'homicide.

Dan bir cinayet dedektifiydi.

Dan hurlait comme une bête.

Dan çığlık atıp bağırıyordu.

Dan a également été torturé.

Dan'a da işkence edildi.

- Dan a tenté de se noyer.
- Dan a fait une tentative de noyade.

Dan kendini boğmaya çalıştı.

Dan s'est acheté un nouvel ordinateur.

Dan yeni bir bilgisayar satın aldı.

Les messages de Dan étaient scandaleux.

Dan'ın mesajları kepazeydi.

Le message de Dan était insultant.

Dan'ın mesajı aşağılayıcıydı.

Dan et Linda ont des problèmes.

Dan ve Linda'nın başı dertte.

Dan est né dans ce château.

Dan o kalede doğdu.

Dan a été éjecté du club.

Dan kulüpten dışarı atıldı.

La compagnie de Dan fera faillite.

Dan'in şirketi kepenk kapatacak.

La fête était animée par Dan.

Partiye Dan tarafından ev sahipliği yapıldı.

Dan a participé à un marathon.

Dan bir maratona katıldı.

Dan parla de son père violent.

Dan tacizci babası hakkında konuştu.

Dan ne méritait pas de mourir.

- Dan ölmeyi hak etmedi.
- Dan ölmeye layık değildi.

Dan a plaidé coupable d'homicide involontaire.

Dan ikinci derece cinayetten suçlu bulundu.

Dan continuera de veiller sur moi.

Dan her zaman bana göz kulak olacak.

Dan a appris l'espéranto tout seul.

Dan kendi başına Esperanto öğrendi.

Dan accusa Linda d'être une transsexuelle.

Dan Linda'yı bir travesti olmakla suçladı.

Dan est devenu le principal suspect.

Dan baş şüpheli haline geldi.

Dan a révélé des vérités déchirantes.

Dan, yürek parçalayan gerçekleri ortaya çıkardı.

Laissez Dan me parler. N'interrompez pas.

Dan benimle konuşsun. Sözünü kesme.

Dan était très contrarié et émotif.

Dan çok üzgün ve duygusaldı.

Dan avait désespérément besoin qu'on l'aide.

Dan yardıma muhtaçtı.

Dan a échappé à la police.

Dan, polisin parmaklarının arasından kayıp gitti.

Dan est venu me voir hier.

Dan dün bir ziyaret için geldi.

Dan et Linda se sont réconciliés.

Dan ve Linda yeniden uzlaştı.

Dan et Linda semblaient parfaits ensemble.

Dan ve Linda birlikte mükemmel görünüyordu.

Dan décida de parcourir le monde.

Dan dünyayı dolaşmaya karar verdi.

Dan va rester ici plusieurs jours.

Dan birkaç gün burada kalacak.

Dan parle d'une manière extrêmement agressive.

Dan oldukça sinirli bir şekilde konuşuyor.

Rita est la bru de Dan.

Rita Dan'ın gelini.

Dan ne voulait pas paraître timide.

Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.

Dan n'a même pas touché Linda.

Dan, Linda'ya dokunmadı bile.

Dan se coupa en se rasant.

Dan tıraş olurken kendini kesti.

Dan avait de nombreuses petites amies.

Dan'in çok sayıda kız arkadaşı vardı.

Dan remarqua que Linda respirait encore.

Dan Linda'nın hâlâ nefes aldığını fark etti.

La prémonition de Dan était correcte.

Dan'in önsezisi doğru idi.

Dan a indiqué qu'il était flic.

Dan bir polis olduğunu açıkladı.

Dan aime intimider les nouvelles recrues.

Dan yeni üyelere sataşmayı sever.

Dan était un policier très respecté.

Dan oldukça saygın bir polis memuruydu.

Dan était un père très attentionné.

Dan çok şefkatli bir babaydı.

Dan était en état de choc.

Dan şok halindeydi.

Quelque chose a changé en Dan.

Dan'da bir şey değişti.

Dan est pour la liberté d'expression.

Dan ifade özgürlüğü yanlısıdır.

Dan vivait dans un bel appartement.

Dan güzel bir dairede yaşadı.

- Pourquoi intentez-vous un procès à Dan?
- Pour quelles raisons portez-vous plainte contre Dan?

- Dan'ı ne için mahkemeye veriyorsun?
- Dan'ı ne için dava ediyorsun?

Dan est souvent réprimandé par sa mère.

Dan genellikle annesi tarafından azarlanır.

Lisa Lillien est mariée avec Dan Schneider.

- Lisa Lillien, Dan Schneider ile evlidir.
- Lisa Lillien, Dan Schneider ile evli.

Dan est immédiatement tombé amoureux de Linda.

- Dan hemen Linda'ya vuruldu.
- Dan hemen Linda'ya aşık oldu.

Dan est maintenant recherché par la police.

Dan şimdi polis tarafından aranıyor.

Dan se révéla être un suprémaciste blanc.

Dan beyaz bir üstünlük yanlısı olduğunu ortaya koydu.

Dan a changé la vie de Linda.

Dan, Linda'nın hayatını değiştirdi.

Dan est le pire cauchemar de Linda.

Dan, Linda'nın en kötü kabusudur.

Dan devint la cible des criminels dangereux.

Dan tehlikeli suçluların hedefi oldu.

Dan a pris une photo du corps.

Dan, cesedi fotoğrafladı.

Dan a violé Linda à plusieurs reprises.

Dan defalarca Linda'ya tecavüz etti.

Dan s'est montré coopératif avec la police.

Dan polisle işbirliği yaptı.

Dan portait des chaussures de tennis blanches.

Dan, beyaz tenis ayakkabılarını giydi.

Dan observait les enfants dans le parc.

Dan parktaki çocukları izledi.

Dan allait rester debout toute la nuit.

Dan bütün gece boyunca yatmamak istiyordu.

Dan aurait été assassiné dans son lit.

Dan görünüşe göre yatağında öldürüldü.