Examples of using "Vancouver" in a sentence and their turkish translations:
Bu gemi Vancouver'e gidiyor.
Ben iki ay boyunca Vancouver'da yaşadım.
Burada Vancouver'da harika zaman geçiriyorum.
O 23 Ekim 1976'da Vancouver'da doğdu.
Akrabalarla buluşmak için Vancouver'a gitmeyi düşünüyorum.
Ben altmışıncı boşanma krizim sırasında Vancouver'da yaşadım.
Vancouver'da yaşıyoruz, zaten her gün yağmurlu gibi.
Haftaya kız kardeşimi ziyaret etmek için Vancouver'a gideceğim.
Önümüzdeki hafta kız kardeşimi görmek için Vancouver'a gidiyorum.
Gelecek hafta Vancouver'a gideceğim ve küçük kız kardeşimi ziyaret edeceğim.
Çin'den gelen zengin göçmenler, Vancouver'daki evler için yüksek fiyatlarla ödeme yapmaktan mutlular.
Cumartesi günü Boston ile Vancouver maçı için iki biletim var.Benimle gelmek ister misin?