Translation of "Relatives" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Relatives" in a sentence and their turkish translations:

We're relatives.

Akrabayız.

They are relatives.

Onlar akrabadır.

We're relatives by marriage.

- Biz evlilikle akrabayız.
- Biz sıhri hısımız.

They are visiting relatives.

Onlar akrabaları ziyaret ediyorlar.

Are they your relatives?

Onlar akrabaların mı?

Paupers have no relatives.

Yoksulların akrabası olmaz.

She doesn't have relatives.

Onun akrabaları yok.

Tom is visiting relatives.

Tom akrabalarını ziyaret ediyor.

I have relatives in Milan.

- Milan'da akrabalarım var.
- Milano'da akrabalarım var.

He disagrees with his relatives.

O, akrabaları ile aynı fikirde değil.

I often visit my relatives.

Ben sık sık akrabalarımı ziyaret ederim.

I have relatives in Boston.

Boston'da akrabalarım var.

Tom has relatives in Boston.

Tom'un Boston'da akrabaları var.

Tom is staying with relatives.

Tom akrabalarla kalıyor.

Now we really are relatives.

Şimdi biz gerçekten akrabayız.

Friends and relatives are invited.

Arkadaşlar ve akrabalar davet edilir.

Do you have relatives here?

Burada akrabalarınız var mı?

They stopped visiting their relatives.

Akraba ziyaretlerini bıraktılar.

- "What country are your relatives from?" "Germany."
- "What are your relatives' nationality?" "German."

"Akrabalarınız nereli?" "Alman."

Who are their closest living relatives,

yani timsahları mercek altına aldık;

He is staying with his relatives.

O, akrabalarıyla birlikte kalıyor.

Ants and giraffes are distant relatives.

Karıncalar ve zürafalar uzak akrabadırlar.

Are you one of Tom's relatives?

Sen Tom'un akrabalarından mısın?

I have relatives in Los Angeles.

Los Angeles'ta akrabalarım var.

We have a lot of relatives.

Çok akrabamız var.

Many relatives came to the confirmation.

Birçok yakınlar onay için geldi.

Tom and Mary are blood relatives.

Tom ve Mary kan akrabaları.

Tom and Mary are close relatives.

Tom ve Mary yakın akrabadırlar.

The poor man has no relatives.

Zavallı adamın hiç akrabası yok.

Tom is staying with his relatives.

Tom akrabalarıyla kalıyor.

Do you have relatives in Boston?

Boston'da akrabaların var mı?

Tom is one of Mary's relatives.

Tom, Mary'nin akrabalarından biridir.

I have some relatives in Boston.

Boston'da birkaç akrabam var.

All her relatives are in Syria.

Onun bütün akrabaları Suriye'dedir.

Do you have relatives in Australia?

Avustralya'da akrabalarınız var mı?

Aren't you one of Tom's relatives?

Sen Tom'un akrabalarından biri değil misin?

What are our closest animal relatives?

En yakın hayvan akrabalarımız neler?

Tom is one of my relatives.

Tom benim akrabalarımdan biri.

I don't have any living relatives.

Hiç yaşayan akrabam yok.

Sami had some relatives in Egypt.

Sami'nin Mısır'da bazı akrabaları vardı.

What nationality are our relatives? Portuguese.

"Akrabalarımız nereli?" "Portekiz."

Tom and Mary are visiting relatives.

Tom ve Mary akrabalarını ziyaret ediyor.

- I think Tom has relatives in Boston.
- I think that Tom has relatives in Boston.

Bence Tom'un Boston'da akrabaları var.

His relatives were convinced of his innocence.

Akrabaları onun masum olduğuna ikna edildi.

He embraced his relatives before he left.

O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.

All my relatives live in this city.

Tüm akrabalarım bu şehirde yaşıyor.

With relatives like him, who needs enemies?

Onun gibi akrabalarla, kim düşmanlara ihtiyaç duyar ki?

Several relatives have recommended this residential hotel.

Birkaç yakınım bu apart oteli tavsiye ettiler.

Tom's relatives in Boston have been notified.

Tom'un Boston'daki akrabalarına haber verildi.

Tom went to visit relatives in Boston.

Tom Boston'daki akrabaları ziyaret etmek için gitti.

Apes are our cousins and primate relatives.

Maymunlar bizim kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.

- Tom said he didn't have any living relatives.
- Tom said that he didn't have any living relatives.

Tom, yaşayan herhangi bir akrabasının olmadığını söyledi.

- Did you know Tom had relatives in Australia?
- Did you know that Tom had relatives in Australia?

Tom'un Avustralya'da akrabaları olduğunu biliyor muydun?

His friends at work were tired of relatives

iş yerinde ki arkadaşları çevresindeki arkadaşları akrabaları bıktırmıştı artık

The family property was distributed among the relatives.

Ailenin mal varlığı akrabalar arasında dağıtıldı.

I want a list of all Tom's relatives.

Tom'un tüm akrabalarının bir listesini istiyorum.

His relatives began to keep away from him.

Onun akrabaları ondan uzak durmaya başladı.

One loyal friend is worth ten thousand relatives.

Bir sadık dost, on bin tane akrabaya değer.

One good friend is better than ten relatives.

İyi bir arkadaş on akrabadan daha iyidir.

Close neighbors are better than far-away relatives.

Yakın komşular uzak akrabalardan iyidir.

All of my relatives are taller than me.

Benim tüm akrabalarım benden daha uzundur.

Find out whether Tom has relatives in Boston.

Tom'un Boston'da akrabaları olup olmadığını öğrenin.

Was anybody among your relatives ill with cancer?

Akrabalarınız arasından herhangi biri kanser hastası mıydı?

None of Tom's relatives came to his funeral.

Tom'un akrabalarından hiçbiri cenazesine gelmedi.

He is always very affectionate with his relatives.

O her zaman akrabalarına karşı çok sevecendir.

She is always very affectionate with her relatives.

O her zaman akrabalarına karşı çok sevgi doludur.

Tom invited his relatives over for afternoon tea.

Tom akrabalarını öğleden sonra çayı için davet etti.

Did you know Tom had relatives in Boston?

Tom'un Boston'da akrabaları olduğunu biliyor muydun?

Say hello to your relatives for me, Tom.

Akrabalarınıza benim için selam söyleyin, Tom.

The inheritor relatives were already surrounded by inheritance donkey

miras eşek olarak geldi çıkarcı akrabalar çoktan etrafını sarmıştı

I'm thinking of going to Vancouver to meet relatives.

Akrabalarla buluşmak için Vancouver'a gitmeyi düşünüyorum.

Do any of your friends or relatives work here?

Arkadaşlarınızdan veya akrabalarınızdan herhangi biri burada çalışıyor mu?

Have you visited any of your relatives this month?

Bu ay akrabalarından herhangi birini ziyaret ettiniz mi?

From the sufferings of the Germans to the interested relatives

Almancıların çilesinden çıkarcı akrabalara kadar

In this group, there are my parents and my relatives.

Bu grupta anne babam ve akrabalarım var.

- I have family in Boston.
- I have relatives in Boston.

Boston'da ailem var.

Find out if Tom has any relatives living in Boston.

Tom'un Boston'da yaşayan herhangi bir akrabası olup olmadığını öğren.

The young man bade farewell to his comrades and relatives.

Genç adam arkadaşlarını ve akrabalarını uğurladı.

Sami spent a few months in the care of relatives.

Sami akrabalarının bakımında birkaç ay geçirdi.

He forced the natives to witness the execution of their relatives.

O, yerlileri akrabalarının idam edilmelerine tanık olmaya zorladı.

There were also self-interested relatives, self-interested people in this movie

yine çıkarcı akrabalar çıkarcı insanlar vardı bu filmde

Tom and Mary invited all their friends and relatives to the wedding.

Tom ve Mary tüm arkadaş ve akrabalarını düğüne davet ettiler.

She doesn't have any friends or relatives to take care of her.

Ona bakacak hiçbir arkadaşı ya da akrabası yok.

But here, distant relatives and total strangers drink and bathe under the stars.

Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.

Not many people know how to keep an affectionate relation with their relatives.

Bazı insanlar ilişkilerini nasıl sevecen tutacaklarını biliyorlar.

After the incident, their friends and relatives began to visit them less frequently.

Olaydan sonra, onların arkadaşları ve yakınları onları daha seyrek ziyaret etmeye başladı.

Tom is staying with his relatives in Boston for the next three weeks.

Tom önümüzdeki üç hafta boyunca, Boston'daki akrabalarının yanında kalıyor.

New Year's cards provide us with the opportunity to hear from friends and relatives.

Yeni yıl kartları bize arkadaşlarınızdan ve akrabalarından haber alma fırsatı sunuyor.

Tom and Mary are already planning to spend Christmas with their relatives in the city.

Tom ve Mary zaten noeli şehirdeki akrabalarıyla geçirmeyi planlıyorlar.

I don't have any friends or relatives to take care of me if I get sick.

Hasta olursam, bana bakmak için hiç arkadaşım veya akrabam yok.

Tom's researched his family history and intends to send a detailed family tree to all of his relatives.

Tom aile geçmişini araştırdı ve tüm akrabalarına detaylı bir soy ağacı göndermek niyetinde.

- As far as I know, I don't have any relatives in Boston.
- As far as I know, I don't have any family in Boston.

Bildiğim kadarıyla Boston'da hiç akrabam yok.

My uncle’s whole family came to hear the storyteller, and even some of my aunt’s relatives from the neighboring housing on the other side of the hill.

Amcamın bütün ailesi hikaye anlatıcısını dinlemek için geldi ve tepenin diğer tarafındaki komşu konuttan halamın akrabalarından bazıları bile.