Examples of using "Relatives" in a sentence and their turkish translations:
Akrabayız.
Onlar akrabadır.
- Biz evlilikle akrabayız.
- Biz sıhri hısımız.
Onlar akrabaları ziyaret ediyorlar.
Onlar akrabaların mı?
Yoksulların akrabası olmaz.
Onun akrabaları yok.
Tom akrabalarını ziyaret ediyor.
- Milan'da akrabalarım var.
- Milano'da akrabalarım var.
O, akrabaları ile aynı fikirde değil.
Ben sık sık akrabalarımı ziyaret ederim.
Boston'da akrabalarım var.
Tom'un Boston'da akrabaları var.
Tom akrabalarla kalıyor.
Şimdi biz gerçekten akrabayız.
Arkadaşlar ve akrabalar davet edilir.
Burada akrabalarınız var mı?
Akraba ziyaretlerini bıraktılar.
"Akrabalarınız nereli?" "Alman."
yani timsahları mercek altına aldık;
O, akrabalarıyla birlikte kalıyor.
Karıncalar ve zürafalar uzak akrabadırlar.
Sen Tom'un akrabalarından mısın?
Los Angeles'ta akrabalarım var.
Çok akrabamız var.
Birçok yakınlar onay için geldi.
Tom ve Mary kan akrabaları.
Tom ve Mary yakın akrabadırlar.
Zavallı adamın hiç akrabası yok.
Tom akrabalarıyla kalıyor.
Boston'da akrabaların var mı?
Tom, Mary'nin akrabalarından biridir.
Boston'da birkaç akrabam var.
Onun bütün akrabaları Suriye'dedir.
Avustralya'da akrabalarınız var mı?
Sen Tom'un akrabalarından biri değil misin?
En yakın hayvan akrabalarımız neler?
Tom benim akrabalarımdan biri.
Hiç yaşayan akrabam yok.
Sami'nin Mısır'da bazı akrabaları vardı.
"Akrabalarımız nereli?" "Portekiz."
Tom ve Mary akrabalarını ziyaret ediyor.
Bence Tom'un Boston'da akrabaları var.
Akrabaları onun masum olduğuna ikna edildi.
O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
Tüm akrabalarım bu şehirde yaşıyor.
Onun gibi akrabalarla, kim düşmanlara ihtiyaç duyar ki?
Birkaç yakınım bu apart oteli tavsiye ettiler.
Tom'un Boston'daki akrabalarına haber verildi.
Tom Boston'daki akrabaları ziyaret etmek için gitti.
Maymunlar bizim kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.
Tom, yaşayan herhangi bir akrabasının olmadığını söyledi.
Tom'un Avustralya'da akrabaları olduğunu biliyor muydun?
iş yerinde ki arkadaşları çevresindeki arkadaşları akrabaları bıktırmıştı artık
Ailenin mal varlığı akrabalar arasında dağıtıldı.
Tom'un tüm akrabalarının bir listesini istiyorum.
Onun akrabaları ondan uzak durmaya başladı.
Bir sadık dost, on bin tane akrabaya değer.
İyi bir arkadaş on akrabadan daha iyidir.
Yakın komşular uzak akrabalardan iyidir.
Benim tüm akrabalarım benden daha uzundur.
Tom'un Boston'da akrabaları olup olmadığını öğrenin.
Akrabalarınız arasından herhangi biri kanser hastası mıydı?
Tom'un akrabalarından hiçbiri cenazesine gelmedi.
O her zaman akrabalarına karşı çok sevecendir.
O her zaman akrabalarına karşı çok sevgi doludur.
Tom akrabalarını öğleden sonra çayı için davet etti.
Tom'un Boston'da akrabaları olduğunu biliyor muydun?
Akrabalarınıza benim için selam söyleyin, Tom.
miras eşek olarak geldi çıkarcı akrabalar çoktan etrafını sarmıştı
Akrabalarla buluşmak için Vancouver'a gitmeyi düşünüyorum.
Arkadaşlarınızdan veya akrabalarınızdan herhangi biri burada çalışıyor mu?
Bu ay akrabalarından herhangi birini ziyaret ettiniz mi?
Almancıların çilesinden çıkarcı akrabalara kadar
Bu grupta anne babam ve akrabalarım var.
Boston'da ailem var.
Tom'un Boston'da yaşayan herhangi bir akrabası olup olmadığını öğren.
Genç adam arkadaşlarını ve akrabalarını uğurladı.
Sami akrabalarının bakımında birkaç ay geçirdi.
O, yerlileri akrabalarının idam edilmelerine tanık olmaya zorladı.
yine çıkarcı akrabalar çıkarcı insanlar vardı bu filmde
Tom ve Mary tüm arkadaş ve akrabalarını düğüne davet ettiler.
Ona bakacak hiçbir arkadaşı ya da akrabası yok.
Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.
Bazı insanlar ilişkilerini nasıl sevecen tutacaklarını biliyorlar.
Olaydan sonra, onların arkadaşları ve yakınları onları daha seyrek ziyaret etmeye başladı.
Tom önümüzdeki üç hafta boyunca, Boston'daki akrabalarının yanında kalıyor.
Yeni yıl kartları bize arkadaşlarınızdan ve akrabalarından haber alma fırsatı sunuyor.
Tom ve Mary zaten noeli şehirdeki akrabalarıyla geçirmeyi planlıyorlar.
Hasta olursam, bana bakmak için hiç arkadaşım veya akrabam yok.
Tom aile geçmişini araştırdı ve tüm akrabalarına detaylı bir soy ağacı göndermek niyetinde.
Bildiğim kadarıyla Boston'da hiç akrabam yok.
Amcamın bütün ailesi hikaye anlatıcısını dinlemek için geldi ve tepenin diğer tarafındaki komşu konuttan halamın akrabalarından bazıları bile.