Translation of "Meet" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Meet" in a sentence and their turkish translations:

- I'll meet him.
- I'll meet her.

Onunla tanışacağım.

- We will meet again.
- We'll meet again.

Biz tekrar buluşacağız.

- Come meet everybody.
- Come and meet everyone!

Herkesi karşılamaya gel.

I'll meet you where we always meet.

Seni her zaman buluştuğumuz yerde karşılayacağım.

Those who want to meet, will meet.

Tanışmak isteyenler tanışacaklar.

- I'll meet with him.
- I'll meet him.

Onunla buluşacağım.

- I'll meet with her.
- I'll meet her.

Onunla buluşacağım.

- I'll meet with them.
- I'll meet them.

Onlarla tanışacağım.

I'll meet Tom where we always meet him.

Onunla her zaman buluştuğumuz yerde Tom'la buluşacağım.

- Who did you meet?
- Whom did you meet?

Kimle tanıştın?

- Nice to meet you.
- Nice to meet you!

- Tanıştığımıza memnun oldum.
- Çok memnun oldum.

- Where did you meet each other?
- Where did you meet?
- Where did you first meet?
- Where did you two meet?

- Siz ikiniz nerede tanıştınız?
- Siz ikiniz nerede buluştunuz?

Meet Immanuel Kant,

Immanuel Kant'ı tanıyalım.

Meet me tonight.

Bu gece benimle buluş.

Meet me there.

Orada buluşalım.

Come meet Tom.

- Tom'u karşılamaya gel.
- Gel Tom'la tanış.

I'll meet Tom.

Tom'la buluşacağım.

Let's meet Tom.

Tom'la buluşalım.

We'll meet Tom.

Tom'la buluşacağız.

You'll meet Tom.

- Tom'la buluşacaksın.
- Toma'yla buluşacaksın.

We can meet.

Tanışabiliriz.

We'll meet later.

Daha sonra buluşacağız.

Meet me downstairs.

Benimle alt katta buluş.

You'll meet them.

Onlarla tanışacaksın.

You'll meet him.

Onunla tanışacaksın.

You'll meet her.

Onunla tanışacaksın.

We'll meet them.

Onlarla tanışacağız.

We'll meet him.

Onunla tanışacağız.

We'll meet her.

Onunla tanışacağız.

Meet Mr. Petit.

Bay Petit ile buluş.

I'll meet him.

Onunla tanışacağım.

Meet your match.

- Kendi denginle takıl.
- Git, kendi çapında biriyle uğraş.

- When shall we meet again?
- When will we meet?

Ne zaman buluşacağız?

- We will meet again someday.
- We'll meet again someday.

Bir gün tekrar buluşacağız.

"Nice to meet you!" "Nice to meet you too!"

"Seninle tanıştığıma memnun oldum!" "Ben de seninle tanıştığıma memnun oldum!"

- When did you meet?
- When did you two meet?

Siz ikiniz ne zaman tanıştınız?

- I'm glad to meet you.
- Glad to meet you.

Tanıştığımıza memnun oldum.

- I have to meet him.
- I must meet him.

Onunla tanışmalıyım.

- I'm pleased to meet you.
- Pleased to meet you.

Tanıştığımıza memnun oldum.

- I'll meet with them.
- I will meet with them.
- I'm going to meet with them.

Onlarla buluşacağım.

- I'm glad to meet you.
- I am happy to meet you.
- I'm happy to meet you.

Seninle tanıştığıma memnun oldum.

- We cannot meet your needs.
- We can't meet your needs.

Biz senin ihtiyaçlarını karşılayamayız.

- Where did you guys meet?
- Where did you first meet?

İlk olarak nerede karşılaştınız?

- You must meet with him.
- You must meet with her.

Onunla buluşmalısın.

- How did you two meet?
- How did you guys meet?

Siz ikiniz nasıl tanıştınız?

- I hope we meet again.
- I hope we'll meet again.

Umarım tekrar görüşürüz.

- I'm dying to meet her.
- I'm dying to meet him.

Onunla tanışmaya can atıyorum.

- I'm supposed to meet him.
- I'm supposed to meet her.

Onunla buluşmam gerekiyor.

- You can meet him tonight.
- You can meet her tonight.

Bu gece onunla buluşabilirsin.

- We cannot meet your demands.
- We can't meet your demands.

Biz talelerinizi karşılayamayız.

- I'm pleased to meet you.
- I'm very pleased to meet you.
- I am delighted to meet you.
- Pleased to meet you.
- Pleasure to meet you.
- I'm very pleased to make your acquaintance.
- I'm thrilled to meet you.

Seninle tanıştığıma çok memnun oldum.

And finally, meet Hala.

Son olarak, Hala'yı tanıyalım.

Did you meet her?

Onunla buluştun mu?

Where will we meet?

Biz nerede buluşacağız?

Where should we meet?

Nerede buluşmalıyız?

Where shall we meet?

- Biz nerede buluşalım?
- Nerede buluşsak?

I meet her demands.

Onun taleplerini karşılarım.

Will you meet her?

Onunla buluşacak mısın?

Can you meet him?

Onu görüşebilir misin?

I didn't meet anyone.

- Ben kimseye rastlamadım.
- Kimseyle tanışmadım.

Can you meet tonight?

Bu gece karşılayabilir misin?

Let's meet on Sunday.

Pazar günü buluşalım.

You may meet him.

Onunla buluşabilirsin.

I'll meet you there.

Seni orada karşılayacağım.

Let's meet at five.

Saat beşte buluşalım.

I'll meet you outside.

Ben seninle dışarıda buluşacağım.

Let's just meet here.

Burada buluşalım.

Let's go meet Tom.

Tom'u karşılamaya gidelim.

Let's meet on Tuesday.

Salı günü buluşalım.

I'll meet Tom downstairs.

Tom'u aşağıda karşılayacağım.

You'll meet someone else.

Sen başkasıyla buluşacaksın.

Meet me after class.

Dersten sonra benimle görüş.

We'll meet you outside.

Seni dışarıda karşılayacağız.

Could we meet again?

Tekrar buluşabilir miyiz?

Let's meet this afternoon.

Bu öğleden sonra buluşalım.

You should meet him.

Onu karşılamalısın.

Shall we meet tomorrow?

Yarın buluşalım mı?

We'll meet on Sunday.

Biz pazar günü buluşacağız.

Let's meet again soon.

Kısa sürede tekrar buluşalım.

We sometimes meet them.

Bazen onlarla buluşuyoruz.

I must meet Tom.

Tom'la buluşmalıyım.

I'll meet you downstairs.

Seni alt katta karşılayacağım.

I'll meet Tom tomorrow.

- Yarın Tom'la buluşacağım.
- Yarın Tom'la tanışacağım.

I'll meet you later.

Ben seninle sonra buluşacağım.

I'll meet Tom there.

- Tom'la orada buluşacağım.
- Tom ile orada buluşacağım.

I'll meet with Tom.

- Tom'la buluşacağım.
- Tom ile buluşacağım.

When will we meet?

Ne zaman buluşacağız?

Can we meet somewhere?

Bir yerde buluşabilir miyiz?

You should meet Tom.

- Tom'la buluşmalısın.
- Tom'la buluşmalısınız.
- Tom ile buluşmalısın.
- Tom ile buluşmalısınız.
- Tom'la tanışmalısın.
- Tom'la tanışmalısınız.
- Tom ile tanışmalısın.
- Tom ile tanışmalısınız.
- Tom'la buluşman gerekir.