Examples of using "Time" in a sentence and their turkish translations:
Zaman her şeyi iyileştirir. Zaman ver, zaman.
Zaman hiçbir zamanı bilmez.
- Bu an meselesi.
- Nihayet.
- Hele şükür.
Çeviri : Tural Şükürov
Zaman bekler ve zaman unutur.
- Zaman su gibi akıp gidiyor.
- Zaman geçip gidiyor.
Akşam yemeği zamanı.
Beni zaman zaman hatırla.
Oyun zamanı!
Biz zaman zaman katılıyoruz.
Bu zaman alıcı.
- Şimdi öğlen yemeği zamanı.
- Öğle yemeği zamanı.
O, zaman kaybedecek.
Zamanım var.
Zamanımız var.
Zamanı değil.
Zaman yok.
Biz zaman öldürürüz; zaman bizi gömer.
Belki gelecek sefer.
Bir kere daha!
Saat kaç?
Saat kaç?
Zaman harcıyorsun.
Zamanımızı boşa harcıyoruz.
Gitme zamanı.
Saat kaç?
Zamanımız yok.
Gitme zamanı.
Gitme zamanı.
Gitme zamanı.
Zamanla
Mesela zaman.
Karar zamanı!
aynı zamanda
Saat kaç?
Vakit gelir.
Vakit geldi.
- Zaman çabuk geçiyor.
- Zaman uçar.
- Zaman su gibi akıp gidiyor.
- Zaman geçip gidiyor.
- Zaman çok çabuk geçti.
- Zaman uçtu.
Parti zamanı!
Her zaman.
Kadın devlet başkanları ve iş önderleri tarafından
Biz zamanda yolculuk yapabiliriz bu sefer
Hiç zamanımız yok.
Onlar zaman zaman bizi ziyaret ederler.
- Zamanını boşa harcıyorsun.
- Zamanı harcıyorsun.
Evet, o zaman zaman olur.
Akşam yemeği zamanı.
Tom zamanını boşa harcıyor.
Saat kaç?
Boşa zaman harcıyoruz.
Hâlâ zaman var.
Bu zaman alır.
Mevcut zaman iyi bir zaman.
Ben zaman zaman onunla karşılaşırım.
Zaman zaman balık avlamaya gideriz.
Ben zaman zaman tutuklanırım.
Zamanı harcıyorsun.
O, etkin biçimde, zaman zaman olur.
O hâlâ zaman zaman olur.
Vakit nakit değil, vakit hayattır.
Onu arada bir görürüm.
Her çocuk zaman zaman yaramazlık yapar.
Zaman seçmek zamandan tasarruf etmektir.
Zaman zaman başım ağrıyor.
Herkes zaman zaman hatalar yapar.
Sami zaman zaman tütün çiğniyordu.
Tom'u zaman zaman ziyaret ediyoruz.
Onu zaman zaman ziyaret ederiz.
Zaman akıp gider mi? Yoksa zaman duruyor biz mi zamanda ilerliyoruz?
Saat kaç?
Saat kaç?
Zamanım yok.
Bu zaman alacak.
Görüşmeyeli uzun zaman oldu.
- Şimdi zamanı değil.
- Şimdi vakti değil.
Hâlâ zamanımız var.
Tom'un zamanı yok.
Başlama zamanı.
- Hâlâ zamanımız var.
- Yeterince vakit var.
zaman zaman kontrol edeceğim,
Ama her seferinde elinden kaçtılar.
Zaman durdurulamaz.
Lütfen zaman zaman bana yaz.
Yeri tekrar tekrar ziyaret ettim.
Böyle kazalar zaman zaman olabilir.
O zaman zaman beni arar.
O zaman zaman bana yazdı.
Herkesin zaman zaman ailevi sorunları olur.
Hâlâ zamanımız var.
Uzun zaman oldu!