Examples of using "Though" in a sentence and their turkish translations:
Gerçi tadında sorun yok!
O, yine de pahalı.
Yine de bir problem var.
Ama bu adam için öyle diyemeyiz.
anlamamızı sağladı.
Ama eninde sonunda,
Bu doğru mu ki?
Bunun da hiç bir yararı olmadı,
Ama şöyle bir şey vardı,
Genelde bununla birlikte hasta oluyoruz.
kimsenin sizi izlemediği
Şu an çok az da olsa
Yine de biraz soğuk.
Öneri için teşekkürler yine de.
Teşekkürler. Minnettar oldum.
Yine de şaşırmış davranmamamız gerekir.
Kapı yoluyla içeri gelin.
Yine de bu gerçekten doğru değil.
dışarıdaki profesyonel el yazısı uzmanlarının
Görme yeteneğim muhteşem olmasına rağmen.
LB: Yine de Arifeen'in hikayeleri vardı.
Ama bu bir felaket.
benim için gerçi çokta önemli değil
Ancak bugün durumlar daha farklı.
Gerçi onun büyük bir sorunu var.
O, çok çalışmasına rağmen bir şey değişmedi.
her zaman bir yıldız değildi.
Yaralı olmalarına rağmen, onlar savaşmaya devam ettiler.
O, fakir olmasına rağmen mutludur.
Ana dili İngilizce olmasına rağmen, Tom "tough" ve "though" arasındaki farkı bilmiyor.
- O, kötü havaya rağmen yine de geldi.
- Hava kötü olduğu halde geldi.
- O, hava kötü olmasına rağmen geldi.
Gerçi bunu demek anlaşılır bir şey
İşler yine de iyiydi, öyle sanıyordum.
ve bu kısa mutsuzluk dönemlerimiz
sadece altı yaşındaydı.
Ama iki hafta sonra Emma hastalandı.
Burası cidden ayak bileği kırmak için birebir.
Ama bu taraftaki hava daha sıcak gibi
Ama tatlarımız var, tadını seç.
Batı egemenliğinin sona ermesine rağmen,
Sorun, gideceğimiz yönü belirlemek.
Yağmur yağmasına rağmen, dışarı çıktı.
Yağmur yağmasına rağmen futbol oynadık.
Fakir ama, yine de mutlu.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi konuştu.
Fakir olmasına rağmen, o mutluydu.
Yaşlı olsa bile o hala sağlıklıdır.
- O, çok yaşlı olmasına rağmen, o sağlıklıdır.
- Çok yaşlı olmasına rağmen sağlıklıdır.
Yorgun olmama rağmen çok çalışacağım.
Zengin olmasına rağmen, o mutlu değil.
Sanki her ikimiz de başarısız olmuşuz gibi görünüyor.
Tom yağmur yağmasına rağmen geldi.
Onlar yağmur yağmasına rağmen geldiler.
Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.
Özür dilemesine rağmen, hâlâ öfkeliyim.
Tom mükemmel olmasa bile Fransızcayı iyi konuşur.
Sanki yağmur yağabilir gibi görünüyor.
O, yağmur yağmasına rağmen dışarı çıktı.
Biz boşanmış olsak bile arkadaş kaldık.
Tatil günlerinde bile çalışıyorum.
Yorgun olmasına rağmen, çalıştı.
Değersiz olmasına rağmen, onu seviyorum.
O her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
Kar yağmasına rağmen bunu yapacağım.
Tom sanki birini bekliyor gibi görünüyor.
Belli ki eskiden baya iyiymişim gerçi.
Bu zor olabilir. Ama bir deneyelim.
Yüzmeyi bilmeme rağmen
yazsak da az yazmışız
biz tür olarak ikiye ayırsak da
yönetti, ancak mümkün olduğunca sert önlemlerden kaçındı.
Zengin olmasına rağmen mutlu değildir.
Tony Amerikalı olmasına rağmen, o İngilizce konuşamıyor.
Fakir olmalarına rağmen, onlar mutluydu.
Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
Genç olmasına rağmen vaktini boşa harcamaz.
Genç olmasına rağmen, o çok kibar.
O diyet yapmasına rağmen, hâlâ çok şişman kaldı.
O, zeki olmasa da çalışkan bir işçidir.
O, sanki ona hakaret etmişiz gibi davrandı.
Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıktım.
Parası olmasına rağmen, o mutlu değil.
O küçük olsa bile o hâlâ benim dairem.
O küçük olsa bile harika bir restoran.
Zengin olmasına rağmen, fakir olduğunu söylüyor.
Zengin olmasına rağmen mutlu değil.
Bina yıkılmasına rağmen, onlar hayatta kaldılar.
Yaşlı olmasına rağmen çok sağlıklıdır.
O yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
Tom sanki bir planı var gibi görünüyor.
Tom sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.
Tom sanki ağlamak istiyor gibi görünüyor.
Tom bitkin olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
Tom ağlamaya başlayabilir gibi görünüyor.
Fakir olmasına rağmen, mutluydu.