Examples of using "Here's" in a sentence and their turkish translations:
İşte anahtar ve işte sözleşme.
Bir tane var!
İşte 10,00 dolar.
İşte 5 dolar.
İşte bu benim.
İşte, Tom.
İşte Tom'un resmi.
İşte benim telefon numaram.
İşte biraz iyi haber.
İşte nasıl olacağı:
Mesele şu:
İşte sırrı:
İşte, bir sürpriz:
Bu da bir başka grafik.
İşte benim cüzdanım.
İşte bir araba.
İşte pudingin.
İşte değişim.
İşte ilginç bir şey.
İşte Japonya'nın bayrağı.
İşte adresim.
İşte süt.
İşte sütün.
İşte lider!
İşte anahtar.
- İşte benim şansım.
- İşte benim kısmetim.
İşte bir öneri.
İşte pasaportum.
İşte gerçek bu.
İşte adres.
Siparişiniz.
İşte salatan.
İşte cevabı.
İşte bugünün raporu.
İşte rapor.
İşte benim odam.
İşte Tom'un numarası.
İşte bir kopya.
İşte bir dolma kalem.
İşte bir tane daha.
İşte bir koku giderici.
İşte dosya.
İşte sızıntı.
İşte plan.
İşte çekin.
İşte masan.
İşte kupan.
İşte maaş çekin.
İşte biletin.
İşte Tom'un resmi.
İşte, margaritan.
İşte kitap.
İşte senin şemsiyen.
İşte çayınız.
İşte numaram.
İşte öğle yemeğin.
İşte biran.
İşte benim kartım.
Haydi şerefe!
İşte benim makbuz.
İşte senin paran.
İşte başka bir fikir.
İşte Tom'un cevabı.
İşte biraz buz.
- İşte kahven.
- İşte kahveniz.
İşte çeviri.
İşte ceketin.
Buyurun, akşam yemeğiniz.
İşte olanlar.
İşte onun bir resmi.
İşte, Tom'un bir resmi.
İşte ondan mektup.
İşte ondan bir mektup.
Mesele şu:
Ama şu var:
Yine de bir problem var.
Şimdi, komik olan şu.
Ama olay şu ki
Bakın, bir tane var.
O yüzden isteğim şu:
Benim endişeme gelince,
İşte benim hesap numaram.
İşte senin için bir şey.
Sağlığınıza!
- İşte iyi biri.
- İşte iyi olanı.
İşte eğlenceli bir vaka.
İşte en iyi parça.
İşte üyelik kartım.
İşte, arkadaşımın bileti.
İşte iyi biri.
İşte yapılacak şey.
İşte bildiğimiz budur.