Translation of "Possesses" in Turkish

Who possesses his heart?

Kim onun kalbine sahip?

His logic possesses astonishing clearness.

Onun mantığı şaşırtıcı netliğe sahiptir.

Tom says he possesses telepathic ability.

Tom telepatik yeteneği olduğunu söylüyor.

Man is the only animal that possesses language.

İnsan dile sahip olan tek hayvandır.

Many investors understand the future value that it possesses.

Birçok yatırımcı sahip olduğu gelecekteki değeri anlıyor.

English possesses many words of Latin and Greek origin.

İngilizce, Latin ve Yunan kökenli birçok sözcüğe sahiptir.

Happy or unhappy, life is the only treasure which man possesses.

- Mutlu ya da mutsuz, hayat, insanın sahip olduğu tek hazinedir.
- Mutlu ya da mutsuz, hayat insanın sahip olduğu tek hazinedir.

Country that possesses nearly a hundred billion barrels of reserves of oil,

olan ülke, iki milyar varili aşan yıllık üretiminden bahsetmeye bile

Dignity doesn't cost anything, but I'm the only one who truly possesses it!

Haysiyet hiçbir ücrete tabi değildir ama buna gerçekten sahip olan tek kişi benim!