Translation of "Heart" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Heart" in a sentence and their turkish translations:

- Don't lose heart.
- Don't lose heart!

Cesaretini kaybetme.

- You touched my heart.
- You've touched my heart.

Sen kalbime dokundun.

- You broke my heart.
- You break my heart.

Kalbimi kırdın.

- He is my heart.
- She is my heart.

O benim kalbim.

- You've won her heart.
- You've won his heart.

Sen onun kalbini kazandın.

My heart bleeds.

Yüreğim kan ağlıyor.

Follow your heart.

Kalbinin sesini dinle.

Open your heart.

Kalbini aç.

Don't lose heart!

Cesaretini kaybetme!

My heart quickened.

Kalbim hızlandı.

I lost heart.

Cesaretim kırıldı.

My heart hurts.

Kalbim acıyor.

My heart sank.

Kalbim battı.

My heart aches.

Kalbim ağrıyor.

My heart stopped.

Kalbim durdu.

- You're in my heart.
- You are in my heart.

- Kalbimdesin.
- Yüreğimdesin.

- You have no heart.
- You don't have a heart.

- Senin bir kalbin yok.
- Senin bir yüreğin yok.

- Tom has heart problems.
- Tom has had heart problems.

Tom'un kalp sorunları var.

- Tom has a kind heart.
- Tom has a good heart.
- Tom has a warm heart.

Tom'un yardımsever bir kalbi var.

- My heart's aching.
- My heart is in pain.
- My heart is hurting.
- My heart hurts.

- Kalbim acılıdır.
- Kalbim acıyor.

- My heart's aching.
- My heart is in pain.
- My heart is hurting.
- My heart hurts.
- My heart aches.
- I feel heartache.

Kalbim acılıdır.

The womb and the heart, the womb and the heart,

Rahim ve kalp, rahim ve kalp.

- She has a gentle heart.
- She has a kind heart.

- Onun nazik bir kalbi var.
- Müşfik bir kalbi var.

- Tom had open heart surgery.
- Tom had open-heart surgery.

Tom açık kalp ameliyatı oldu.

- She has a clean heart.
- She has a pure heart.

Onun saf bir kalbi var.

- You have a good heart.
- You've got a good heart.

- İyi bir kalbin var.
- İyi bir kalbiniz var.

We had a heart-to-heart talk with each other.

Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.

- She has a good heart.
- She's got a good heart.

- Onun iyi bir kalbi var.
- O iyi bir kalbe sahip.

- She has a good heart.
- He has a good heart.

Onun iyi bir kalbi var.

- She has a heart disease.
- He has a heart disease.

Onun kalp hastalığı var.

- Sami had a kind heart.
- Sami had a good heart.

Sami'nin iyi bir kalbi vardı.

To open the heart.

Kalbinizi açın.

The heart to gallop

kalbin çok güçlü atmasını

The heart acutely weakened,

kalp akut şekilde zayıflıyor

It was my heart.

soru kalbimden geliyordu.

Heart rate definitely thumping!

Nabzım kesinlikle çok yükseldi!

Its heart stops beating.

Kalbi atmayı bırakıyor.

Was a heart patient

kalp hastasıydı

His enemies took heart.

Bu onun düşmanlarını yüreklendirdi.

The heart works slowly.

Kalp yavaş atıyor.

Just follow your heart.

- Sadece kalbini izle.
- Sadece yüreğinin sesini dinle.
- Yalnızca yüreğinin sesine kulak ver.
- Sadece kalbinin sesini dinle.

Oh, have a heart.

Oh, merhamet et.

His heart is broken.

- Onun kalbi kırıktır.
- Onun kalbi kırık.

Feel your heart beat!

Kalbinizin atışını hissedin!

Don't break my heart.

Kalbimi kırma.

He broke my heart.

O kalbimi kırdı.

She broke my heart.

O kalbimi kırdı.

His heart beat slowly.

Onun kalbi yavaş atıyordu.

Listen to your heart.

Kalbini dinle.

You've won my heart.

Sen kalbimi kazandın.

You've won her heart.

Sen onun kalbini kazandın.

My heart stopped beating.

Kalbim atmayı bıraktı.

Tom broke Mary's heart.

Tom, Mary'nin kalbini kırdı.

You're breaking my heart.

- Kalbimi kırıyorsun.
- Kalbimi kırıyorsunuz.

He melted her heart.

- O, kalbini eritti.
- O, kalbini yumuşattı.

Tom broke my heart.

Tom kalbimi kırdı.

It breaks my heart!

Bu benim kalbimi kıracak!

You've touched my heart.

Kalbime dokundun.

My heart is broken.

Kalbim kırık.

You stole my heart.

Kalbimi çaldın.

Tom had heart problems.

Tom'un kalp sorunları vardı.

My heart started racing.

Kalbim yarışa başladı.

Tom stole my heart.

Tom kalbimi çaldı.

My heart is yours.

- Kalbim senindir.
- Kalbim sizindir.

It was heart-warming.

O heyecanlandırıcıydı.

Suddenly my heart hurts.

Birden kalbim ağrıyor.

She stole my heart.

O benim yüreğimi çaldı.

He stole my heart.

O benim kalbimi çaldı.

You broke her heart.

- Onun kalbini kırdın.
- Onun kalbini kırdınız.

I broke her heart.

Onun kalbini kırdım.

I broke his heart.

Onun kalbini kırdım.

Don't lose heart now.

Şimdi cesaretini kaybetme.

Don't lose heart, Tom.

Cesaretini kaybetme, Tom.

Her heart was racing.

Kalbi hızla çarpıyordu.

You're in my heart.

Sen benim kalbimdesin.

My heart is bleeding.

Kalbim kanıyor.

That is a heart.

Şu bir kalptir.

I have a heart.

Bir kalbim var.

His heart is sick.

Onun kalbi hasta.

Tom has heart problems.

Tom'un kalp sorunları var.

I have heart problems.

Kalp sorunlarım var.

Emily stole my heart.

Emily kalbimi çaldı.

His heart beat rapidly.

Onun kalbi hızlı atıyor.

Who possesses his heart?

Kim onun kalbine sahip?

You broke my heart.

Kalbimi kırdın.

My heart was broken.

Kalbim kırılmıştı.

My heart beats fast.

Kalbim hızlı atıyor.

My heart is pounding.

Kalbim çarpıyor.

His heart misgave him.

Onun kalbi onu şüpheye düşürdü.

Tom's heart started pounding.

Tom'un kalbi çarpmaya başladı.

Tom's heart began pounding.

Tom'un kalbi küt küt atmaya başladı.

Tom's heart stood still.

Tom'un kalbi durdu.