Translation of "Language" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Language" in a sentence and their turkish translations:

The language is a wonderful, rich language.

Bu dil harika ve zengin.

- What language is this?
- What language is that?

O hangi dil?

- That's his favorite language.
- It's his favorite language.

O onun en sevdiği lisan.

- What language is it?
- Which language is it?

Bu hangi dil?

language, art, music

dil, sanat, müzik

We have language.

Dilimiz var.

Our language deterioration

dilimizin bozulması

Mind your language.

- Ağzından çıkanlara dikkat et.
- Söylediklerine dikkat et.
- Konuşmana dikkat et.
- Konuşmanıza dikkat edin.

Watch your language.

Dilinizi kollayın.

Understanding human language.

İnsan dilini anlamak.

Culture destroys language.

Kültür dili tahrip eder.

Language creates conscience.

- Dil vicdan oluşturur.
- Dil bilinç yaratır.

Language creates awareness.

Dil farkındalık yaratır.

Language opens worlds.

Dil dünyalar açar.

Language is beautiful.

Dil güzeldir.

We're language teachers.

Dil öğretmeniyiz.

- I can understand your language.
- I understand your language.

Dilinizi anlayabiliyorum.

- One language is not enough.
- One language isn't enough.

Tek bir dil yeterli değil.

The English language is cognate to the German language.

İngiliz dili Alman diline soydaştır.

The English language belongs to the German language group.

İngiliz dili Alman dil grubuna aittir.

- What's your preferred language?
- What is your favorite language?

Senin öncelikli dilin nedir?

- What's your native language?
- What is your native language?

Ana dilin nedir?

- It is a beautiful language.
- It's a beautiful language.

Bu güzel bir dildir.

- What's your strongest language?
- Which is your strongest language?

En güçlü diliniz nedir?

- It's a complicated language.
- It is a complicated language.

- Bu karmaşık bir dildir.
- Bu karmaşık bir dil.

- It's a dead language.
- It is a dead language.

O ölü bir dildir.

A daughter language descends from another language - for example, Hindi is a daughter language of Sanskrit.

Bir yavru dil başka bir dilden iner - örneğin Hintçe Sanskritçe'nin bir yavru dilidir.

- It's not my native language.
- That's not my native language.
- That is not my native language.

Bu benim ana dilim değil.

- English isn't my first language.
- English isn't his first language.

İngilizce benim ilk dilim değildir.

- French isn't my native language.
- French isn't my first language.

Fransızca benim ilk dilim değil.

My native language is a foreign language for someone else.

Benim anadilim bir başkası için yabancı dildir.

- I don't speak his language.
- I don't speak her language.

Ben onun dilini konuşmuyorum.

- That language sounds very nice.
- That language sounds very pretty.

O dil çok hoş geliyor.

- Portuguese is a romance language.
- Portuguese is a Romance language.

Portekizce Latin kökenli bir dildir.

- FORTRAN is a programming language.
- Fortran is a programming language.

Fortran bir programlama dilidir.

- This language has many speakers.
- The language has many speakers.

Bu dilde pek çok kişi konuşmaktadır.

- This language has few speakers.
- The language has few speakers.

Dili az sayıda kişi konuşmaktadır.

My native language is not the language of my mother.

Ana dilim annemin dili değildir.

I want sentences in this language translated to that language.

Bu dildeki cümlelerin şu dile çevrilmesini istiyorum.

Its language is visible.

Dili, gözle görülür hâlde.

Charlotte, what's this language?

Charlotte, bu dil nedir?

Language builds the world.

Dünyayı dil inşa eder.

Don't use harsh language.

Kırıcı bir dil kullanmayın.

Everyone speaks a language.

Herkes bir dil konuşur.

I like my language.

Ben dilimi beğeniyorum.

You're speaking my language.

Sen dilimi konuşuyorsun.

Language acquisition requires creativity.

- Dil edinmek yaratıcılık gerektirir.
- Dil edinimi yaratıcılık gerektirir.

I know sign language.

İşaret dilini biliyorum.

I love my language!

Dilimi seviyorum!

English is a language.

İngilizce bir dildir.

It's a difficult language.

Bu zor bir dil.

I know your language.

Dilini biliyorum.

Tom used inappropriate language.

Tom uygunsuz dil kullandı.

What language was that?

O hangi dildi?

What's your favorite language?

Gözde dilin hangisi?

I love this language.

Bu dili seviyorum.

Tom learned sign language.

Tom işaret dilini öğrendi.

Is their language difficult?

Onların dili zor mu?

Don't use another language!

Başka bir dil kullanma!

What language is this?

Bu hangi dil?

I understand your language.

Dilini anlıyorum.

Language is a code.

Dil bir şifredir.

Esperanto is everyone's language.

Esperanto herkesin dilidir.

We're celebrating language diversity.

Biz dil çeşitliliğini kutluyoruz.

No language, no nation.

Dil yoksa ulus da yoktur.

You speak my language.

Sen benim dilimi konuşuyorsun.

What's your native language?

Sizin ana diliniz nedir?

It's my favorite language.

Bu benim en sevdiğim dil.

That's my favorite language.

O benim en sevdiğim dil.

That's her favorite language.

O onun en sevdiği dil.

It's her favorite language.

Bu onun en sevdiği dil.

It's his favorite language.

Bu, onun en sevdiği lisan.

It's an ugly language.

O iğrenç bir dil.

What is a language?

Bir dil nedir?

Please, no obscene language.

Lütfen açık saçık konuşma.

This language sounds ugly.

Bu dil kulağa çirkin geliyor.

This language sounds beautiful.

Bu dil kulağa güzel geliyor.

What's the hardest language?

En zorlu dil nedir?

What's the easiest language?

En kolay dil nedir?

That language sounds awesome.

O dil harika geliyor.

That language sounds terrible.

O dil korkunç geliyor.

That language sounds hideous.

O dil iğrenç geliyor.

I love that language.

O dili seviyorum.

It's a weird language.

O garip bir dildir.

Sami learned sign language.

Sami işaret dilini öğrendi.