Translation of "Value" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Value" in a sentence and their turkish translations:

Value creation.

Değer yaratma.

value products.

katma değerli ürünleri üretebiliyorlar.

A protected value isn't just any value.

Korunan değer sıradan bir değer değildir.

The value destroyers?

Değer yok edicileri mi?

We value punctuality.

Biz dakikliğe değer veririz.

What's their value?

Onların değeri nedir?

We value poets.

Biz şairlere değer veririz.

We value quality.

Kaliteye değer veriyoruz.

Monetary value is the dominant value in American society.

Parasal değer Amerikan toplumunda egemen değerdir.

Market value in 2016

piyasa değeri 2016 yılında

We value our customers.

Müşterilerimize değer veriyoruz.

I value our friendship.

Dostluğumuza değer veriyorum.

We value your advice.

Biz senin tavsiyene değer veriyoruz.

We value your opinion.

Biz senin görüşüne değer veriyoruz.

We value your suggestions.

Biz önerilerinize değer veriyoruz.

It has sentimental value.

Bunun manevi değeri var.

I value their opinions.

Ben onların görüşlerine değer veririm.

I value your opinions.

Fikirlerine değer veriyorum.

It has no value.

Hiç değeri yok.

I value my privacy.

Özel yaşamıma önem veririm.

You don't value me.

Sen bana değer vermiyorsun.

I value handmade things.

El yapımı şeylere değer veriyorum.

I value your opinion.

Ben senin fikrine değer veriyorum.

I value your friendship.

- Senin dostluğuna değer veriyorum.
- Dostluğuna değer veriyorum.

It is of great value.

O, çok değerlidir.

It is of little value.

O, çok az değerlidir.

We provide value for money.

Biz para ihtiyacını karşılıyoruz.

I'll provide value for money.

Ben paranın karşılığını vereceğim.

Can you estimate its value?

Onun değerini tahmin edebilir misin?

What's the value of that?

Onun değeri nedir?

They provide value for money.

Onlar para için değer sağlarlar.

I'm learning something of value.

Değerli bir şey öğreniyorum.

Diplomas used to have value.

Diplomaların değeri vardır.

Is that a fair value?

O adil bir değer mi?

- The value of education cannot be overemphasized.
- The value of education can't be overemphasized.

Eğitimin değeri aşırı vurgulanamaz.

The cultural value of this unique collection is far greater than its material value.

Bu eşsiz koleksiyonun kültürel değeri maddi değerinden çok daha büyük.

But now have a higher value,

"yeşil bina"lara dönüşünde görüyoruz,

We proved our stories have value.

Hikâyelerimizin değeri olduğunu kanıtladık.

Reducing waste and reclaiming its value;

israfın azaltılması ve değerininin geri kazanılması;

The sculptures are of great value.

Heykeller çok değerlidir.

I value your friendship very much.

Arkadaşlığına çok değer veriyorum.

This is only an approximate value.

Bu yalnızca yaklaşık bir değerdir.

Mary and Tom value their privacy.

Mary ve Tom, birbirlerinin mahremiyetlerine değer verirler.

This article is of no value.

Bu makale kıymetsizdir.

Tom and Mary value their privacy.

Tom ve Mary gizliliklerine değer verir.

The stocks fell in value overnight.

Hisse senetlerinin bir gecede değeri düştü.

These coins are of little value.

Bu paralar az değerlidir.

This book has a certain value.

Bu kitap belirli bir değere sahiptir.

This watch is of great value.

Bu saat çok değerlidir.

I value your help and friendship.

Yardımına ve dostluğuna değer veriyorum.

- We value quality.
- We appreciate quality.

Kaliteye değer veriyoruz.

Prove that you really value Tom.

Tom'a gerçekten değer verdiğini kanıtla.

- I know that some people value my work.
- I know some people value my work.

Bazı insanların çalışmamı değerlendireceğini biliyorum.

They - our society doesn't really value suffering.

Toplumumuz acı çekenlere önem göstermiyor.

But are failures part of value creation?

Peki, başarısızlıklar değer yaratmanın bir parçası mıdır?

How to think about our own value,

kendi değerimiz üzerine düşünmeyi

Both in terms of value and volume --

hem değer, hem de hacim açısından --

What value does that life have left?

o hayatın değeri ne?

Let's value our doctors and nurses now.

Doktorlarımıza ve hemşirelerimize artık değer verelim.

The value of the yen has soared.

Yen'in değeri yükselişe geçti.

I value our friendship more than anything.

Dostluğumuza herhangi bir şeyden daha fazla değer veriyorum.

I value our friendship a great deal.

Dostluğumuza oldukça çok değer veriyorum.

That is of no value to us.

Bunun bizim için hiçbir değeri yoktur.

Don't think of cost. Think of value.

Fiyatını düşünmeyin. Değerini düşünün.

I value your friendship more than anything.

Senin dostluğuna herhangi bir şeyden daha çok değer veriyorum.

The two books are equivalent in value.

İki kitap aynı fiyata sahipler.

Tom doesn't understand the value of money.

Tom paranın değerini anlamıyor.

Germans value a strong social welfare state.

Almanlar güçlü bir sosyal refah devletine değer verirler.

This data is of no value now.

Bu verinin şu anda hiçbir değeri yok.

Tom doesn't understand the value of saving.

Tom tasarrufun değerini anlamıyor.

How much do you value your health?

Sağlığınıza ne kadar değer veriyorsunuz?

Your proposal doesn't have any practical value.

Önerinizin herhangi bir pratik değeri yok.

And of course, leaves have little calorific value,

Ayrıca yaprakların ısı verme değeri çok düşük,

And we transfer the value into her account.

ve değerini hesabına yatırıyoruz.

We're potentially unleashing a four-trillion-dollar value.

4 trilyon dolarlık bir değer ortaya çıkarmış oluruz.

Collectively, they created millions of dollars of value,

Birlikte milyonlarca dolarlık değer yarattılar,

One third of the value it had before.

Türk lirası önceki değerinin 3'te 1'ini kaybetti

The value of the yen has risen greatly.

Yen'in değeri büyük ölçüde arttı.

The value of the dollar has fallen recently.

Doların değeri son zamanlarda düştü.

No doubt, Mary understands the value of this.

Hiç şüphe yok ki, Mary bunun değerini anlıyor.

The value of the dollar is going up.

Doların değeri artıyor.

I appreciate the value of what you're offering.

Önerdiğinin değerini takdir ediyorum.

I know how much you value your privacy.

Mahremiyetine ne kadar değer verdiğini biliyorum.

Don't take what Tom says at face value.

Tom'un göründüğü gibi kabul etmeyin.

I always place a high value on knowledge.

Ben her zaman bilgiye çok kıymet veririm.

Tom took nothing of value from Mary's room.

Tom Mary'nin odasından hiçbir değerli şey almadı.

These types of books have almost no value.

Bu çeşit kitapların neredeyse hiçbir değeri yok.

Whether you call it your differentiated value proposition

değeri farklılaşmış teklif olarak veya

Jefferson believed firmly in the value of education.

Jefferson eğitimin değerine kesin olarak inanıyordu.

The value of the dollar began to drop.

Doların değeri düşmeye başladı.

We should place much value on the environment.

Çevreye çok değer vermeliyiz.

I value my health more than my wealth.

Sağlığıma servetimden daha fazla değer veririm.

The value of the Algerian dinar has fallen.

Cezayir dinarının değeri düştü.

Generating tens of billions of dollars in market value,

30 yıllık kapitalist bir kariyerden sonra

We do not value teachers enough in this country

öğretmenlere de yeteri kadar değer vermiyoruz bu memlekette