Examples of using "Friction" in a sentence and their turkish translations:
Ben onun ticaret anlaşmazlığını görüşeceğini düşünüyorum.
Tom ile Mary arasında daima bir sürtüşme olmuştur.
İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.
Bütçe kesintileri bölümde bir miktar sürtüşmeye neden olmalı.
Bunu altına koyup bir testere gibi kullanacaksınız.
Lastikler lastik ve yol yüzeyi arasındaki sürtünme nedeniyle yıpranır.
Japonya ve ABD arasındaki mevcut ticaret uyuşmazlığına neyin neden olduğunu düşünüyorsunuz?