Translation of "Discuss" in Turkish

- Let's discuss it.
- Let's discuss this.
- Let's discuss that.

Bunu görüşelim.

Great minds discuss ideas, average minds discuss events, small minds discuss people.

Büyük akıllar fikirleri, ortalama akıllar olayları, küçük akıllar ise kişileri tartışır.

Let's discuss it.

Onu tartışalım.

Let us discuss.

Görüşmemize izin ver.

We'll discuss it.

Onu tartışacağız.

- We will discuss that later.
- We'll discuss that later.

Bunu daha sonra konuşacağız.

- We have to discuss it.
- We should discuss this.

Bunu tartışmak zorundayız.

Let's discuss the problem.

Sorunu tartışalım.

This we can discuss.

Bunu tartışabiliriz.

Let's discuss this later.

Bunu daha sonra görüşelim.

Let's not discuss it.

Bunu tartışmayalım.

There's nothing to discuss.

Tartışacak bir şey yok.

Can't we discuss this?

Bunu tartışamaz mıyız?

Let's discuss it now.

Onu şimdi tartışalım.

Let's not discuss this.

Bunu tartışmayalım.

Could we discuss this?

Bunu tartışabilir miyiz?

They will discuss it.

Onlar bunu tartışacak.

We should discuss that.

Bunu tartışmalıyız.

Discuss and give examples.

Tartış ve örnekler ver.

We discuss many things.

Birçok şeyi tartışırız.

Let's discuss your idea.

Senin fikrini tartışalım.

Let's discuss our options.

Seçeneklerimizi tartışalım.

We didn't discuss it.

Biz onu tartışmadık.

We'll discuss this later.

Bunu daha sonra tartışacağız.

We'll discuss it later.

Onu daha sonra tartışacağız.

I can't discuss it.

Bunu tartışamam.

Tom wouldn't discuss money.

Tom parayı tartışmazdı.

We often discuss politics.

Biz sık sık siyaseti tartışırız.

Let's discuss this outside.

Bunu dışarıda konuşalım.

- We will discuss this problem later.
- We'll discuss this problem later.

Bu sorunu daha sonra görüşeceğiz.

- There's nothing left to discuss.
- There is nothing left to discuss.

Tartışacak bir şey kalmadı.

- I suggest we discuss politics.
- I suggest that we discuss politics.

Siyaset tartışmamızı öneriyorum.

- Did Tom discuss it with Mary?
- Did Tom discuss that with Mary?

Tom bunu Mary ile tartıştı mı?

Let's discuss the matter later.

Meseleyi daha sonra tartışalım.

Let's discuss that problem later.

O problemi daha sonra tartışalım.

We have business to discuss.

Tartışacak işimiz var.

We can't really discuss that.

Gerçekten onu tartışamayız.

Let's discuss it over dinner.

Onu akşam yemeğinde tartışalım.

There's nothing more to discuss.

Tartışacak daha fazla bir şey yok.

There's nothing else to discuss.

Tartışacak başka hiçbir şey yok.

We've got to discuss business.

İşi görüşmek zorundayız.

Don't discuss this with anyone.

Bunu kimseyle tartışma.

Could we discuss this later?

Bunu daha sonra tartışabilir miyiz?

Tom wouldn't even discuss it.

Tom bunu tartışmadı bile.

I'd rather not discuss that.

Onu tartışmayı tercih etmiyorum.

We have nothing to discuss.

Tartışacak bir şeyimiz yok.

I'd rather not discuss Tom.

Tom'la tartışmayı tercih etmiyorum.

I'll discuss it with Tom.

Bunu Tom'la tartışacağım.

We can discuss this later.

Bunu daha sonra tartışabiliriz.

We should discuss this later.

Bunu daha sonra tartışmalıyız.

What is there to discuss?

Tartışacak ne var?

I'd rather discuss this later.

Bunu daha sonra tartışmayı tercih ederim.

Could we discuss this tomorrow?

Bunu yarın tartışabilir miyiz?

I can't really discuss that.

Gerçekten onu tartışamam.

There's a lot to discuss.

Tartışacak çok şey var.

Let's discuss this over lunch.

Bunu öğle yemeğinde tartışalım.

Let's not discuss this now.

Bunu şimdi tartışmayalım.

Some didn't want to discuss.

Bazıları tartışmak istemedi.

We're meeting to discuss strategy.

Strateji tartışmak için toplanıyoruz.

We have something to discuss.

Tartışacak bir şeyimiz var.

Let's discuss that problem tomorrow.

O sorunu yarın tartışalım.

I'll discuss it with them.

Bunu onlarla tartışacağım.

I'll discuss it with him.

Bunu onunla tartışacağım.

I'll discuss it with her.

Bunu onunla tartışacağım.

I'd rather not discuss them.

Onlarla tartışmayı tercih etmiyorum.

I'd rather not discuss him.

Onunla tartışmayı tercih etmiyorum.

I'd rather not discuss her.

Onunla tartışmayı tercih etmiyorum.

Let's discuss the matter here.

Meseleyi burada tartışalım.

Tom wouldn't discuss the allegation.

Tom iddiaları tartışmazdı.

Let's not discuss that here.

Onu burada tartışmayalım.

We'll discuss that problem tomorrow.

- O sorunu yarın konuşuruz.
- O problemi yarın tartışacağız.

Why don't we discuss it?

Neden tartışmıyoruz?

- We will discuss the problem with them.
- We'll discuss the problem with them.

Onlarla sorunu tartışacağız.

- It's not something I want to discuss.
- It's not something that I want to discuss.
- It isn't something that I want to discuss.
- It isn't something I want to discuss.

Bu tartışmak istediğim bir şey değil.

- I can only discuss it with him.
- I can only discuss it with her.

Bunu sadece onunla tartışabilirim.

- We have more important matters to discuss.
- We have more important things to discuss.
- We have more important things we need to discuss.

Tartışacak daha önemli konularımız var.

I refuse to discuss the question.

Sorunu tartışmayı reddediyorum.

Let's discuss the problem with them.

Onlarla sorunu tartışalım.

Viviana has important issues to discuss.

Viviana'nın tartışacak önemli sorunları var.

We have important issues to discuss.

Tartışacak önemli konularımız var.

We have some business to discuss.

Tartışacak bir işim var.

I can't discuss that with you.

Bunu seninle tartışamam.

I don't want to discuss it.

Bunu tartışmak istemiyorum.

Tom doesn't want to discuss it.

Tom bunu tartışmak istemiyor.

Tom doesn't want to discuss this.

Tom bunu tartışmak istemiyor.

We have so much to discuss.

Tartışacak çok şeyimiz var.

There's something we need to discuss.

Tartışmamız gereken bir şey var.

We'll discuss the problem with Tom.

Tom'la sorunu tartışacağız.

Do you want to discuss it?

Bunu tartışmak ister misin?

I'll discuss it with my wife.

Onu karımla tartışacağım.

I've got some business to discuss.

Görüşecek biraz işim var.

I'll discuss the matter with Tom.

Meseleyi Tom'la tartışacağım.

I'd rather not discuss it here.

Onu burada tartışmayı tercih etmiyorum.

I'm not going to discuss this.

Bunu tartışmayacağım.

I'll discuss it with my staff.

Bunu personelimle tartışacağım.

I'd rather not discuss it now.

Onu şimdi tartışmayı tercih etmiyorum.

I won't discuss this with Tom.

Bunu Tom'la tartışmayacağım.