Translation of "Nations" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Nations" in a sentence and their turkish translations:

The big nations should not interfere with the smaller nations.

Büyük uluslar, küçük uluslara müdahale etmemelidirler.

- UN stands for United Nations.
- "UN" stands for "United Nations".

"UN" "Birleşmiş Milletler" anlamına gelir.

Trade helps nations develop.

Ticaret milletlerin gelişmesine yardım eder.

There are still barbarous nations.

Barbar milletler hâlâ var.

Nations are fighting for freedom.

Uluslar özgürlük için savaşıyor.

UN stands for United Nations.

UN,United Nations'ın simgesidir.

UN stands for the United Nations.

BM Birleşmiş Milletlerin kısaltmasıdır.

Both nations entered into a war.

Her iki ülke de savaşa girdi.

Tom works for the United Nations.

Tom Birleşmiş Milletler için çalışıyor.

One hundred nations ratified the treaty.

Yüz tane millet, anlaşmayı onayladı.

The two nations are at war.

İki millet savaş hâlindeler.

And many nations all over the world.

ve dünyanın dört bir yanındaki birçok milletle iyi ilişkilerimiz oldu.

The two nations have strong trade ties.

İki ulusun güçlü ticaret bağlantısı var.

Nations have their ego, just like individuals.

Milletlerin, aynı bireyler gibi egoları vardır.

He was ambassador to the United Nations.

- Birleşmiş Milletlerin büyük elçisiydi.
- O, Birleşmiş Milletler temsilcisiydi.

The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.

Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.

The United Nations is an international organization.

Birleşmiş milletler uluslararası bir organizasyon.

English is one language separating two nations.

- İngilizce iki ülkeyi birbirinden ayıran bir dildir.
- İngilizce iki ulusu ayıran bir dildir.

- The big nations should not interfere with the smaller nations.
- Large countries shouldn't interfere with smaller countries.

Büyük ülkeler küçük ülkelere karışmamalıdır.

A President of the United Nations General Assembly,

Bir Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Başkanı,

And the decimation of sleep throughout industrialized nations

Sanayileşen ülkelerde uykunun mahvedilmesi

The United Nations Building was built in 1952.

Birleşmiş Milletler binası 1952'de inşa edildi.

Tom is a member of the First Nations.

Tom ilk milletlerin bir üyesi.

Cambodia appealed to the United Nations for help.

Kamboçya Birleşmiş Milletler'den yardım talebinde bulundu.

The United Nations Charter was signed in 1945.

Birleşmiş Milletler Bildirgesi 1945'de imzalandı.

A diplomatic crisis arose between the two nations.

İki ülke arasında bir diplomatik kriz ortaya çıktı.

In the power ranking with six other nations,

her biri 159 ülkeye vizesiz olarak erişen diğer altı ülke ile

There are more than 150 nations in the world.

Dünyada 150 ulustan daha fazlası var.

We depend on foreign nations for our natural resources.

Doğal kaynaklarımız için yabancı milletlere bağımlıyız.

How many countries are members of the United Nations?

Kaç tane ülke Birleşik Milletler üyesidir?

Japan seceded from the League of Nations in 1933.

Japonya 1933'te Milletler Cemiyetinden ayrıldı.

She received the United Nations Gold Medal of Peace.

O, Birleşmiş Milletler altın barış madalyası aldı.

UN, as you know, stands for the United Nations.

UN, bildiğiniz gibi, United Nations anlamına gelir.

More than one hundred nations have approved the treaty.

Yüzden fazla ulus antlaşmayı onayladı.

All the member states of the United Nations have agreed

Birleşmiş Milletler'in tüm üye devletleri bunların

In most developed nations, this number is more than half.

Gelişmiş ülkelerin çoğunda, bu sayı yarıdan fazladır.

Tom is the new secretary general of the United Nations.

Tom, Birleşmiş Milletler'in yeni genel sekreteridir.

The United Nations sent troops to intervene in the conflict.

Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi.

The happiest women, like the happiest nations, have no history.

En mutlu kadınların, en mutlu uluslar gibi, bir öz geçmişi yoktur.

Are nations the last stage of evolution in human society?

Milletler insan toplumunda son evrim aşaması mı?

The incident triggered a diplomatic crisis between the two nations.

Olay iki ülke arasında bir diplomatik krizi tetikledi.

The United Nations Security Council is a very important organisation.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi çok önemli bir organizasyondur.

The resolution was passed by the United Nations Security Council.

Karar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kabul edildi.

The government has increased its financial aid to the developing nations.

Hükümet, gelişmekte olan ülkelere maddi yardımda bulundu.

The letters ASEAN stand for the Association of Southeast Asian Nations.

ASEAN harfleri Association of Southeast Asian Nations anlamına gelir.

Trade friction might arise between the two nations at any moment.

İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.

Flags of the world fly proudly at the United Nations headquarters.

Birleşmiş Milletler merkezinde dünya bayrakları gururla dalgalanıyor.

Many nations had signed the treaty in 1997 in Kyoto, Japan.

Birçok ülke Kyoto, Japonya'da 1997 yılında antlaşma imzaladı.

The hostage crisis created a diplomatic crisis between the two nations.

Rehine krizi iki ülke arasında diplomatik krize neden oldu.

Bumpy diplomatic relations haven't halted economic ties between the two nations.

Sarsılan diplomatik ilişkiler iki ülke arasındaki ekonomik bağları koparmadı.

Everybody knows that Cold War is the confrontation between two nations.

Herkes soğuk savaş'ın iki ülke arasındaki çatışma olduğunu biliyor.

Algeria won the Africa Cup of Nations for the second time.

Cezayir, Afrika Uluslar Kupası'nı ikinci kez kazandı.

According to United Nations studies, the melting of Arctic snow has less

Birleşmiş Milletler araştırmalarına göre, Kuzey Kutbu'ndaki karların erimesi

nations, Uruguay is still way behind any European country, let alone America.

Uruguay hala herhangi bir Avrupa ülkesinin gerisinde.

Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.

Batılı ülkeler doları güçlendirmek için kafa kafaya vermek zorundalar.

The summit nations put free trade at the top of the agenda.

Zirve uluslar serbest ticareti gündemin en başına koydular.

The two nations have had no diplomatic relations for nearly three decades.

İki ülkenin yaklaşık otuz yıldır diplomatik ilişkileri yoktu.

English has now become the common language of several nations in the world.

İngilizce artık dünyadaki çeşitli ulusların ortak dili haline gelmiştir.

As long as there are sovereign nations possessing great power, war is inevitable.

Büyük güce sahip egemen milletler olduğu sürece savaş kaçınılmazdır.

The most famous example of this is the creation of the United Nations.

Bunun en ünlü örneği olarak Birleşmiş Milletler'in kuruluşu gösterilebilir.

2015 has been declared the International Year of Light by the United Nations.

2015, Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Işık Yılı ilan edilmiştir.

Different nations can only coexist peacefully if they respect each other's respective culture.

Farklı uluslar ancak birbirlerinin kültürlerine saygı duyarlarsa bir arada yaşayabilirler.

The new year started with an embarrassing diplomatic crisis between the two nations.

Yeni yıl iki ülke arasındaki utanç verici bir diplomatik krizle başladı.

Preserving world peace is one of the main purposes of the United Nations.

Dünya barışını korumak, Birleşmiş Milletlerin temel amaçlarından biridir.

European nations to be reconstructed. But hold on a minute! Because each of this

yapılanmaları için milyarlarca dolar verildi. Ama bir saniye bekleyin! Çünkü bu parayı

2016 was declared the International Year of Pulses by the United Nations General Assembly.

2016 birleşmiş milletler genel kurulu tarafından uluslararası bakliyat yılı ilan edildi.

These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law.

İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.

The official languages of the United Nations are Arabic, Chinese, English, French, Russian and Spanish.

Birleşmiş Milletlerin resmi dilleri Arapça, Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça ve İspanyolcadır.

The three richest people in the world control more wealth than the poorest 48 nations.

Dünyadaki en zengin üç kişi, 48 en fakir ulustan daha çok serveti kontrol ediyor.

Commercial relations between the two nations had started prior to the establishment of diplomatic relations.

İki ülke arasındaki ticari ilişkiler, diplomatik ilişkilerin kurulmasından önce başlamıştı.

The two nations agreed to restore diplomatic relations after a break of nearly three decades.

İki ülke yaklaşık otuz yıllık aranın ardından diplomatik ilişkileri onarmaya karar verdiler.

There was a time in history when the most powerful nations looked to build huge empires:

Tarihi süreçte en güçlü milletlerin büyük imparatorluklar kurmak istediği bir bölüm vardı.

It seems that the great nations of years past are being substituted by new, massive technology

Geçmişteki imparatorlukların yerini yeni, büyük, teknolojik şirketler

Yes, we British usually say that Great Britain is made up of four nations: England, Wales,

Evet, biz Britanyalılar genellikle Birleşik Krallığın dört milletten oluştuğunu söyleriz:

Denmark is the happiest country in the world according to the United Nations World Happiness Report.

Danimarka, Birleşmiş Milletler Dünya Mutluluk Raporu'na göre dünyanın en mutlu ülkesidir.

This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israeli armed forces from territories occupied in the recent conflict.

Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.

A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death.

Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.

Food prices are at their highest level since the United Nations Food and Agriculture Organization began keeping records in 1990.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Kurumu 1990'da kayıt tutmaya başladığından beri, yiyecek fiyatları en yüksek seviyesindedir.

It's feared that some low-lying Pacific Island nations will disappear as seas rise as a result of global warming.

Pasifik'teki düşük rakımlı bazı ada ülkelerinin, deniz seviyesinin küresel ısınma sonucu yükselmesiyle yok olmasından korkuluyor.

Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.

In 2009, Selena Gomez became the youngest person to be named a United Nations Children's Fund Ambassador in the United States.

2009'da, Selena Gomez Amerika Birleşik Devletlerinde Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu Elçiliğine seçilen en genç kişi oldu.

The United Nations says more than 820 million people around the world are hungry, while at same time, obesity is hitting record levels.

Birleşmiş Milletler, dünya genelinde 820 milyondan fazla insanın aç olduğunu, aynı zamanda obezitenin rekor seviyelere ulaştığını söylüyor.

Education shall be directed to the full development of the human personality and to the strengthening of respect for human rights and fundamental freedoms. It shall promote understanding, tolerance and friendship among all nations, racial or religious groups, and shall further the activities of the United Nations for the maintenance of peace.

Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.

What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?

You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.

Whether it be in Europeanized Turkey, liberal Bahrain, the federalist United Arab Emirates, absolutist Qatar, historical Jordan, oil-dependent Oman, in all of these places the belief prevails that only opening up to the world can transform them into better nations.

İster Avrupalılaşmış Türkiye'de, ister liberal Bahreyn'de, federalist Birleşik Arap Emirlikleri'nde, mutlakiyetçi Katar'da, tarihi Ürdün'de, petrole bağımlı Umman'da olsun, tüm bu yerlerde, yalnızca dünyaya açılmanın onları daha iyi uluslara dönüştürebileceği inancı hakimdir.