Examples of using "Department" in a sentence and their turkish translations:
İtfaiyeyi çağırın!
O senin dairen.
Bu bölümü kim yönetiyor?
Ayakkabı reyonunuz nerede?
Bizim bölümün personeli yeterli değil.
Ayakkabı reyonu nerede?
Hangi departmanda çalışıyorsun?
En yakın mağaza nerede?
Büyük mağazalar çok sayıda şeyler satarlar.
XXX dairesi nerede?
Bu, sanat departmanı mı?
Hangi bölümdesin?
Lütfen itfaiyeyi arayın.
Polis departmanı eleman alıyordu.
- Tom itfaiyeyi aradı.
- Tom itfaiyeyi çağırdı.
- Tom itfaiyeye haber verdi.
Reklam departmanı da kurdu.
Cerrahi bölümüne gidin lütfen.
Merhaba, bu personel bölümü mü?
Bizim bölümümüz o bilgiye sahip değil.
O departman sorumlusudur.
Tom, Dışişleri Bakanlığında çalışır.
Hangi departman için çalışıyorsunuz?
Komşum itfaiyeyi aradı.
Burası Çalışma Bakanlığı mı?
Bu mağaza bugün kapalı.
Tom muhasebe bölümünde çalışıyor.
- Sami polis karakoluna gitti.
- Sami polis merkezine gitti.
Sami şerif departmanına gitti.
Tom bir mağazada çalışıyor.
Hangi departmanda çalışıyorsun?
O pazarlama bölümünün müdürü.
Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir.
Satış departmanının bir üyesiyim.
Benim bölümünde çocuklar çok kibar.
orası da en savunmasız siyahi toplumları hedef alarak
O bir mağazaya alışverişe gitti.
Kitap bölümünden ben sorumluyum.
Onu bir alışveriş merkezinde aldım.
Mary henüz itfaiyeyi çağırmadı.
Satış bölümünden sorumlu.
O, pazarlama bölümünün yöneticisidir.
Tom benim bölüm'ün başkanı.
Tom bir mağazada alışverişe gitti.
O mağazada alışverişe gittim.
O bizim bölümün patronudur.
Bu büyük mağaza saat yedide kapalıdır.
Benim bölüm şefimdir.
Anne mağazaya alışverişe gitti.
- Tom daha itfaiyeyi aramadı.
- Tom itfaiyeye henüz haber vermedi.
NYPD New York Polis Departmanıdır.
Tom, onun bölümündeki başka birinden daha uzun.
çünkü adalet bölümü bunu yapmıyor;
Belge tüm bölüm başkanlarına dağıtıldı.
Mağaza her zaman müşterilerle ile doludur.
Günlük eşya bölümü hangi katta?
Ben o mağazada alışveriş yapmayı seviyorum.
Kalite Kontrol Departmanı'nı nasıl buluyorsunuz?
O, satış bölümünün müdürüdür.
LAPD Los Angeles Polis Departmanıdır.
Polis örgütünde bazı dostlarım var.
Tom ve ben aynı bölümde çalışıyoruz.
Tom Jackson bölümümüzün başkanıdır.
Büyük mağazaları tercih ederim: fiyatlar daha düşüktür.
İtfaiye çağrılmalı.
Paltomu büyük bir mağazadan ısmarladım.
Oyuncak bölümü beşinci katta.
O, matematik bölümü için bir öğretmen.
İtfaiye şimdi daha modern araçlara sahip.
O mağazada bugün bir satış var.
Maliye Bakanlığında bir işi var.
Sağlık Bakanlığı bir uyarı yayımlamaktadır.
Ofisim Yabancı Diller Bölümünde.
Bu, polis departmanı kurallarını ihlal etti.
Ben gönüllü itfaiyeye katılmaya karar verdim.
Benim bölümümdeki adamlar çok kibar.
O, hukuk bölümünde bir üniversite öğrencisidir.
İtfaiye erken emekli olabilir.
Bu caddede bir mağaza var mı?
Erkekler bölümü ikinci katta.
Tom ve Mary aynı bölümde çalışıyorlar.
Ayakkabı bölümü üçüncü katta.
Sami büyük bir mağazada çalışıyordu.
- Tom satış departmanı sorumlusu.
- Tom satış bölümü müdürü.
ve ona hangi bölümlerde çalıştığını sordum.
Satışlar her büyük mağazada düştü.
Mağazada yeni bir şapka aldım.
Affedersiniz, fakat erkek ayakkabıları bölümü nerede?
Zaten destek bölümüne bir e-posta gönderdim.
Shinjuku'da birçok büyük mağazalar ve süpermarketler vardır.
Boston Polis Departmanı'nda kimi tanıyorsun?
Bölümdeki en aptal kişi genç Tanaka'dır.
O, üniversitede Hungaristik Bölümünü seçti.