Translation of "Moment" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Moment" in a sentence and their turkish translations:

It's the moment-to-moment choices.

Aslolan anlık seçimlerdir.

- Enjoy the moment!
- Enjoy the moment.

Anın tadını çıkarın!

- Wait a moment.
- Wait one moment.

Bir süre bekleyin.

- Just a moment, please.
- Just a moment, please!

Bir saniye, lütfen.

In his worst moment, in his best moment or in his most powerful moment.

en güçlü olduğu anında da bu hayalinden asla vazgeçmedi.

- This is an historical moment.
- This is a historical moment.
- This is an historic moment.
- This is a historic moment.

Bu tarihi bir an.

Moment of truth!

İşte büyük an!

Maybe a moment

belki de bir anı

Stay a moment.

Bir süre kalın.

Seize the moment.

- Anı yakala.
- Anı kaçırma.

Cherish this moment.

Bu ana değer ver.

Relax a moment.

Biraz rahatla.

- This is an historical moment.
- This is a historical moment.
- This is a historic moment.

- Bu tarihi bir an.
- Bu tarihi bir andır.

- This is an historical moment.
- This is an historic moment.
- This is a historic moment.

- Bu tarihi bir an.
- Bu bir dönüm noktası.

It's actually the little choices, the moment-to-moment ones.

Önemli olan, anlık yaptığımız küçük seçimlerdir.

- You should savour this moment.
- You should savor this moment.

Bu anın tadını çıkarmalısın.

- Do you have a moment?
- Might I have a moment?

- Bir dakikan var mı?
- Bir dakikanı alabilir miyim?

- It was a magic moment.
- It was a magical moment.

- Sihirli bir andı.
- Büyülü bir andı.

A moment for you.

kendinize bir an ayırın.

Just for a moment,

sadece sahip olduğum sürece,

Now, just a moment...

Şimdi, sadece bir dakika ...

Think for a moment.

Bir an için düşün.

Excuse me a moment.

Bana bir saniye izin verin.

Just relax a moment.

Sadece bir süre dinlen.

Just wait a moment.

Sadece bir süre bekleyin.

Wait just a moment.

Sadece biraz bekleyin.

Tom waited a moment.

Tom bir an bekledi.

Just one moment, please.

Sadece bir dakika, lütfen.

Excuse me one moment.

Bana bir saniye izin verin.

Stay here a moment.

Burada bir an kal.

Please wait a moment.

Lütfen biraz bekleyin.

Tom paused a moment.

Tom bir an durakladı.

Stop for a moment.

Bir an için durun.

Give Tom a moment.

Tom'a biraz zaman verin.

Give us a moment.

Bize biraz zaman ver.

Give it a moment.

Ona biraz zaman ver.

Give them a moment.

Onlara biraz vakit ver.

Give him a moment.

Ona biraz vakit ver.

Give her a moment.

Ona biraz zaman ver.

Hold on a moment.

Bir dakika bekle.

Carlos waited a moment.

Carlos bir an bekledi.

The moment was electrifying.

- An heyecanlandırıcıydı.
- O an heyecan vericiydi

This is our moment.

Bu bizim vaktimiz.

I waited a moment.

Ben bir an bekledim.

Wait a moment, please.

Biraz bekle, lütfen.

Hang on a moment.

Bir dakika dur.

Sami seized the moment.

Sami anı yakaladı.

Choose the best moment.

En uygun anı seçin.

Aware of and in touch with your moment-to-moment experience?

o anda yaşadığın şeyi fark ederek onunla bağlantıyı sürdürdün mü?

- Excuse us for just a moment.
- Excuse me for one moment.

Bir dakika izin verin.

- I'll never forget this moment.
- I will never forget this moment.

Bu anı asla unutmayacağım.

Be aware of and in touch with your moment-to-moment experience.

O an yaşadığın şeyin farkında ol ve onunla bağlantını koparma.

- We are expecting him any moment.
- We're expecting him at any moment.

Biz her an onu bekliyorduk.

- Just a moment. Let him finish.
- Just a moment. Let her finish.

Bir dakika. O bitirsin.

- Tom cancelled at the last moment.
- Tom canceled at the last moment.

Tom son anda iptal etti.

That, for one blistering moment,

yoğun bir anda,

Coming into the present moment.

ana gelmekle alakalıdır.

Just for a fleeting moment --

bir an için de olsa

From the moment they emerge,

Ortaya çıktıkları andan itibaren...

So once for a moment

yani bir anlık bire kere

So once for a moment

Yani bir anlık bir kere

But wait a moment here!

Fakat bekleyin biraz!

This is a great moment.

Bu harika bir an.

Hold on a moment, please.

Biraz bekleyin, lütfen.

She froze for a moment.

O bir an dondu.

Have him wait a moment.

Onu biraz beklet.

He'll be here any moment.

O, her an burada olacak.

Please hold on a moment.

Lütfen biraz bekleyin.

Stay here for a moment.

Bir an burada kalın.

Stay there for a moment.

Bir an orada kalın.

We're working at the moment.

Şu anda çalışıyoruz.

We're safe for the moment.

Şimdilik güvendeyiz.

They'll be arriving any moment.

Onlar her an geliyor olacaklar.

It was a significant moment.

O önemli bir andı.

This is my big moment.

Bu benim beklediğim an.

Can we rest a moment?

Bir an dinlenebilir miyiz?

Can you spare a moment?

Bir dakika ayırabilir misin?

Excuse me for a moment.

Bana biraz müsaade et.

They chatted for a moment.

Onlar bir an sohbet ettiler.

It was an awkward moment.

Garip bir andı.

That was a beautiful moment.

O güzel bir andı.

He hesitated for a moment.

O, bir an tereddüt etti.

Stay quiet for a moment.

Bir an için sessiz kalın.

I just need a moment.

Sadece biraz zamana ihtiyacım var.

After a moment, Tom followed.

Bir süre sonra Tom izledi.

I'm occupied at the moment.

Şu anda meşgulüm.

Tom listened for a moment.

Tom bir an için dinledi.

Tom watched for a moment.

Tom bir an izledi.

I'll only be a moment.

Hemen döneceğim.

Hang on just one moment.

Sadece bir an bekleyin.

It'll just be a moment.

Sadece bir an olacak.

You should enjoy the moment.

Anın tadını çıkarmalısın.

Tom paused for a moment.

Tom bir an durakladı.

Tom remained quiet a moment.

Tom bir an sessiz kaldı.

Be quiet for a moment.

Bir an için sakin olun.

Please excuse us a moment.

Lütfen bize bir an izin verin.