Translation of "Might" in Turkish

- It might help.
- That might help.

O, yardımcı olabilir.

This might be real, or it might not.

Bu gerçek olabilir ya da olmayabilir.

- Tom might need it.
- Tom might need that.

Tom'un buna ihtiyacı olabilir.

- Somebody might stop us.
- Someone might stop us.

Biri bizi durdurabilir.

It might be.

Öyle olabilir.

My uncle might

Amcam da olabilir

He might retaliate.

O misilleme yapabilir.

Might is right.

Gücü olan istediğini alır.

Might makes right.

Güçlü olan haklıdır.

It might work.

Bu işe yarayabilir.

People might notice.

İnsanlar fark edebilir.

Anything might happen.

Her şey olabilir.

Tom might object.

Tom itiraz edebilir.

She might come.

O gelebilir.

This might work.

Bu çalışabilir.

This might help.

- Bu, işe yarayabilir.
- Bu yardım edebilir.

Sanctions might work.

Yaptırımlar işe yarayabilir.

It might rain.

Yağmur yağabilir.

Tom might die.

Tom ölmüş olabilir.

Tom might faint.

Tom bayılabilir.

Tom might run.

Tom koşabilir.

We might die.

Ölebiliriz.

They might come.

Onlar gelebilirler.

They might pass.

Onlar geçebilirler.

They might go.

Onlar gidebilirler.

They might agree.

Onlar aynı fikirde olabilirler.

They might kiss.

Onlar öpebilirler.

I might stay.

Kalabilirim.

It might explode.

Patlayabilir.

It might help.

Yardımcı olabilir.

This might do.

Bu yapabilir.

What might happen?

Ne olabilir?

You might win.

Kazanabilirsin.

Tom might come.

Tom gelebilir.

Tom might go.

Tom gidebilir.

Tom might talk.

Tom konuşabilir.

I might faint.

Ben bayılabilirim.

We might sing.

Şarkı söyleyebiliriz.

I might sing.

Şarkı söyleyebilirim

Tom might wait.

Tom bekleyebilir.

Tom might cry.

Tom ağlayabilir.

Tom might testify.

Tom tanıklık edebilir.

- That could work.
- That may work.
- This might work.
- That just might work.
- It might work.
- It just might work.
- It might just work.
- This might just work.
- It could work.
- This could work.

O işe yarayabilir.

- I suppose it might work.
- I think it just might work.
- I think it might work.

Sanırım işe yarayabilir.

You might know how it's done, you might not know,

bunun nasıl yapıldığını bilebilir ya da bilmeyebilirsiniz

- I might tell you everything.
- I might tell her everything.

Ona her şeyi söyleyebilirim.

- He might have seen it.
- She might have seen it.

O onu görmüş olabilir.

- Might this restaurant have pilaf?
- Might this restaurant have pulao?

Bu restoranın pulaosu olabilir mi?

- I might go to Boston.
- I might drive to Boston.

Boston'a gidebilirim.

- Tom might be watching television.
- Tom might be watching TV.

Tom televizyon izliyor olabilir.

I might have seen...

Belki görmüş olabilirim...

So, you might wonder…

O halde, merak edebilirsiniz.

He might come tomorrow.

O, yarın gelebilir.

That might be fun.

Birbirimizi eğlendireceğiz.

This might interest you.

Bu sizin ilginizi çekebilir.

This might prove useful.

Bu yararlı olabilir.

It might prove useful.

Bu yararlı olabilir.

It might rain today.

Bugün yağmur yağabilir.

Tom might become famous.

Tom meşhur olabilir.

You might be surprised.

Sen şaşırabilirsin.

I might be wrong.

Ben hatalı olabilirim.

This might be it.

Bu o olabilir.

You might want this.

Sen bunu isteyebilirsin.

Someone might get hurt.

- Birisi zarar görebilir.
- Birisinin canı yanabilir.

You might hear something.

Bir şey duyabilirsin.

These might be significant.

Bunlar önemli olabilir.

You might try that.

Onu deneyebilirsin.

It might be risky.

O riskli olabilir.

I might throw up.

Kusabilirim.

It might not work.

Bu işe yaramayabilir.

It might even work.

İşe yarayabilir bile.

They might hear us.

Onlar bizi işitebilir.

It might be enough.

Bu yeterli olabilir.

That might not work.

Bu işe yaramayabilir.

This might just work.

Bu sadece işe yarayabilir.

Tom might be studying.

Tom çalışıyor olabilir.

It might be fun.

O eğlenceli olabilir.

It might be important.

O önemli olabilir.

Tom might be leaving.

Tom terk ediyor olabilir.

It might be profitable.

Kârlı olabilir.

It might take years.

Bu yıllar sürebilir.

This might get ugly.

Bu çirkinleşebilir.

Tom might not agree.

Tom kabul etmeyebilir.

That might be impossible.

Bu imkansız olabilir.

We might find something.

Bir şey bulabiliriz.

Tom might pull through.

Tom iyileşebilir.

Tom might be sick.

Tom hasta olabilir.

Tom might get sick.

Tom hastalanabilir.

It might be useful.

Bu yararlı olabilir.

Tom might arrive soon.

Tom yakında varabilir.

I might be back.

Geri dönebilirim.

I might need that.

Ona ihtiyacım olabilir.

I might say yes.

Evet diyebilirim.

It might be Tom.

O Tom olabilir.

It might be expensive.

Pahalı olabilir.