Examples of using "Budget" in a sentence and their turkish translations:
oluşturdu.
Bütçen nedir?
Küresel karbon bütçesi
Bütçe kısıntıları gerekli.
Benim bütçem sıkı.
Biz bütçemizi sonuçlandırıyoruz.
Şu an NASA'nın bütçesi Türkiye'nin bütçesinden katlarca kez fazla
Komite bütçeyi onayladı.
Bütçe dengeli olmalıdır.
Bütçemiz çok sınırlı.
Yönetim bütçeyi onayladı.
Bir bütçen var mı?
Onlar bütçe hakkında endişeliler.
Bütçe açığına ne neden oldu?
Bütçe son derece küçüktür.
Bütçe krizle karşı karşıyayız.
O bütçe henüz kesinleşmiş değil.
Bir bütçem yoktu.
Bu bir bütçe sorunu mu?
Biz sıkı bir bütçedeyiz.
Sınırlı bir bütçeyle seyahat ediyoruz.
e tabi haliyle büyük bütçeli oluyor
Sınırlı bir bütçe ile çalışıyoruz.
Bütçeyi inceliyorum.
Bütçeleriyle ilgili sorunlar yaşıyorlar.
Bütçemiz böyle bir lükse izin vermeyecek.
Bütçeyi görmek istiyorum.
Bütçe senatodan geçti.
Bu düşük bütçeli bir film.
Bizim aile bütçesi borçludur.
Askeri bütçeyi artırmayı amaçladılar.
Hiç kimse bütçeyi oylamayacak.
Tom bütçesine dikkat ediyor.
Ailemiz için bir bütçeye ihtiyacımız var.
Bir bütçeye sahip olmak önemlidir.
Tom'un bütçesi çok fazla kaba tahmin içeriyordu.
Tom'un bütçesi çok fazla kaba tahmin içeriyordu.
Bütçesine dikkat ediyor.
hâlâ sanat eğitimi programlarında bütçe kısıtlaması yaşıyor?
Meclis dış yardım bütçesini kesti.
Filmin bütçesi çok sınırlıydı.
Bütçe hatalı ve gerçek dışı görünüyor.
Aile bütçemizi takip edemiyorum.
Proje programın gerisinde ve bütçenin üzerinde.
Bütçe bu harcamalar için izin vermez.
Onun işi bütçe kesintileri yüzünden tasfiye edildi.
ABD'nin askeri birlikler için bütçesi
İspanyol hükümeti ciddi kemer sıkma bütçesini duyurdu.
Bütçeyi gözden geçirdim ve maliyetleri düşürmeye karar verdim.
Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.
- Patronum yeni proje için olan bütçeyi reddetti.
- Patronum yeni projenin bütçesini reddetti.
Bütçenin nihai ayrıntılarını düzeltmedik.
Bir kaç yıl içinde kalan karbon bütçemizin
Kârdaki düşüş hasebiyle bütçe açığı ortaya çıkacaktır.
Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.
Tom ve Mary bütçe kesintileri yüzünden işlerini kaybettiler.
Bütçe açığının azaltılması hükümetin büyük bir endişesidir.
Birçok işçi bütçe kesintileri nedeniyle işten çıkarılmak zorundaydı.
Bütçe kesintileri yüzünden işten çıkarıldım.
Bütçenin % 1'inden azı dış yardım harcanmaktadır.
Bu, onu dünyanın en büyük üçüncü askeri bütçesine sahip ülkesi yapıyor.
Üretim maliyetlerinin bütçenin yüzde 36'sı olduğunu tahmin ediyorum.
Onun sıkı bir bütçeyle yaşamaya alışkın olmadığı açıktır.
Bir bütçe açığını finanse etmek için ortak bir yöntem tahviller çıkarmaktır.
Bütçe kesintileri bölümde bir miktar sürtüşmeye neden olmalı.
İlk bütçe olarak da başka bir şirket sahibi tarafından keşfedilip 100.000 $ para veriliyor.
Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar.
Dev bir federal bütçe açığı, yıllardır Amerikan ekonomisinin başına bela oldu.
General Bessières, Lannes'ın kendisini asla affetmediği bütçeyi kötü yönettiğini ifşa
Diğer yandan, Macron tüm bu bütçe kesintilerini vergileri azaltmayla ve küçük şirketlere
Gelecek yıl için bütçenin hesaplanması bu yılın maliyetlerine dayanmaktadır.
Fransız hükümeti, ulusal bütçeyi vergi mükelleflerinin dengelemesi için meydan okuyan online bir oyunu piyasaya sürdü.
Evimin yanındaki kütüphane bütçe kesintileri yüzünden şimdi haftada yalnızca üç gün açık.
Maliye Bakanının bütçe sunuş konuşması, kendi partisindekilerin "Bravo!" sesleriyle düzenli olarak bölündü.