Examples of using "Fluid" in a sentence and their turkish translations:
sürekli değişiyor. Çünkü akışkan
Ancak gerçek çok daha akıcı
çekirdeğin etrafı ise akışkan magma ile dolu
Bir miktar sıvı ofisimize sızıyor.
Bu sıvı zamk yerine kullanılabilir.
Su, doğal olarak, bir sıvıdır.
Su ve yağ iki farklı tipteki akışkandırlar.
Terli bir atkıdan geçmiş olan altınfıçı kaktüsü suyu gibisi yoktur.
Bebekler anne rahminde amniyotik sıvının içinde büyürler.
Avını usulca eritecek sindirim sıvılarıyla dolu bir fıçı.
ama eklem çevresindeki sıvılar gayet iyi görünüyor.
akışkan ve ergimiş magma donmuş ve dünya artık yok olmaya hazır
işte içerisi akışkan olduğu için çıktığı nokta ile
Hayatımın en zor akademik sınavı geliyor. Akışkanlar mekaniği.
Onlar amniyotik sıvının aşağı yukarı deniz suyu ile aynı bileşime sahip olduğunu söylüyorlar.
sonra istediğim kadar sıvı çıkartabilirim.
bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.
bu yer kabuğu o akışkan olan magmanın üzerinde bildiğimiz yüzüyor
Şişede mürekkep yerine bir tür garip bir sıvı vardı.
Bunlardan çok fazla sıvı elde edilebilir. Bunlar konusunda beni huzursuz eden tek şey,