Translation of "Reality" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Reality" in a sentence and their turkish translations:

Reality wasn't "reality."

Gerçeklik ''gerçek'' değildi.

Virtual reality or augmented reality?

"Sanal gerçeklik mi? Artırılmış gerçeklik mi?"

That reality may not be reality.

gerçek olmayabileceğini fark ettim.

It's my reality.

Bu, benim gerçeğim.

That's the reality.

Gerçek bu.

This is reality.

Bu gerçek.

Perception is reality.

Algı gerçekliktir.

Reality is scary.

Gerçeklik korkutucu.

Let's face reality.

Gerçekle yüzleşelim.

- You should face reality.
- You should face the reality.

Gerçekle yüzleşmelisin.

- Tom's dream became reality.
- Tom's dream became a reality.

Tom'un rüyası gerçek olmuştu.

It's a reality now.

Bu, şimdi bir gerçek.

The soul-crushing reality

Bir noktada ruh parçalayan gerçek ise;

But that's the reality.

ama gerçek bu.

Make friends with reality.

gerçeklikle arkadaş olun.

But you know reality --

ama gerçekliği biliyorsunuz...

Reality was an imposter.

Gerçeklik bir sahtekârdı.

Let's face the reality!

Gerçeklikle yüzleşelim!

Tom likes reality TV.

Tom Reality TV'yi sever.

Reality TV isn't real?

Reality TV gerçek değil mi?

Unfortunately, that's the reality.

Ne yazık ki bu gerçektir.

They can't handle reality.

Onlar gerçeği idare edemiyorlar.

You should face reality.

Gerçekle yüzleşmelisin.

Is reality really real?

Gerçeklik gerçekten gerçek mi?

Welcome back to reality.

Gerçekliğe tekrar hoş geldiniz.

- Tom has lost touch with reality.
- Tom's lost touch with reality.

Tom gerçeklikle bağlarını yitirdi.

- I've never experienced virtual reality.
- I have never experienced virtual reality.

Sanal gerçekliği asla yaşamadım.

- Can't you divorce fantasy from reality?
- You can't separate dreams from reality?

Rüyaları gerçekten ayıramaz mısın?

And then reality turned bad,

ve sonra gerçeklik tersine dönerse

The reality is way different.

Fakat gerçekte olan farklı.

It's time you faced reality.

Gerçekle yüzleşmenin zamanı geldi de geçiyor bile.

Books are my alternate reality.

Kitaplar benim alternatif gerçekliğimdir.

We must accept the reality.

Biz gerçeği kabul etmeliyiz.

Fantasy is based on reality.

Fantezi gerçeğe dayalıdır.

You can't escape from reality.

Gerçeklikten kaçamazsın.

In reality, you're not here.

Gerçekte, sen burada değilsin.

You need to face reality.

Gerçekle yüzleşmen gerekiyor.

I have to face reality.

Gerçekle yüzleşmek zorundayım.

The reality was far worse.

Gerçek çok daha kötüydü.

Virtual reality is the future.

Sanal gerçeklik gelecek.

Fiction novels sell better than reality. In fact, reality doesn't sell at all.

Kurgu romanları gerçeklikten daha çok satar. Aslında gerçeklik hiç satmıyor.

- It is not always easy to face reality.
- It isn't always easy to face reality.
- It's not always easy to face reality.

Gerçeklerle yüzleşmek her zaman kolay değildir.

And I think a sense of our reality and the permanence of our reality

Ve sanıyorum ki gerçeklik duygumuz ve bu duygunun devamlılığı

To be born out in reality,

gerçeklikte vücut bulduğunu

Has become the reality in China.

orada gerçek oldu bile.

But reality is much more fluid,

Ancak gerçek çok daha akıcı

The dream has become a reality.

Rüya bir gerçeklik haline geldi.

He's out of touch with reality.

O gerçeklikle irtibatını kaybetti.

She's out of touch with reality.

O, gerçeklerden habersiz.

You're out of touch with reality.

Sen gerçeklerden habersizsin.

Reality and dreams counteract each other.

Gerçeklik ve hayaller birbirlerinin etkisini yok ederler.

Who's your favorite reality TV star?

Favori reality TV yıldızın kimdir?

Can't you divorce fantasy from reality?

Hayali gerçekten ayıramıyor musun?

Cameras don't tend to capture reality.

Kameraların gerçeği yakalama eğilimi yoktur.

Tom has no concept of reality.

- Tom'un gerçeklik konsepti yok.
- Tom'da hiçbir gerçeklik kavramı yok.

Have you ever experienced virtual reality?

Sanal gerçekliği hiç deneyimledin mi?

Have you ever tried virtual reality?

Sanal gerçekliği hiç denedin mi?

Is virtual reality just a fad?

Sanal gerçeklik sadece geçici bir moda mıdır?

A dream of mankind becomes reality.

Bir insanoğlunun hayali gerçekleşir.

In a world shaped by augmented reality,

artırılmış gerçeklikle şekillenmiş bir dünya,

I had to accept my new reality.

yeni gerçekliğimi kabullenmek zorundaydım.

Well, the reality couldn’t be more different.

Aslında, hakikat bundan çok da farklı olamazdı.

Tom is out of touch with reality.

Tom hakikatten habersiz.

Reality and fantasy are hard to distinguish.

Gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.

You must not get away from reality.

Gerçeklikten kaçmamalısın.

Reality can be beaten with enough imagination.

Gerçeklik yeterince hayal gücü ile yenilebilir.

Tom cannot distinguish between reality and imagination.

Tom gerçeklik ve hayal arasındaki farkı ayırt edemez.

Your view of reality is too materialistic.

Senin gerçekliğe bakışın fazla maddeci.

You should face up to the reality.

- Gerçekle yüzleşmen gerekir.
- Hakikati metanetle karşılaman iktiza eder.

Perception is often more important than reality.

Algı genellikle gerçekten daha önemli.

Reality is just a point of view.

Gerçeklik sadece bir bakış açısıdır.

It's time to get back to reality.

Gerçekliğe geri dönme zamanı.

We should get used to the reality.

Gerçeğe alışmalıyız.

He lives in a completely altered reality.

O tamamen değişmiş bir gerçeklik içinde yaşıyor.

You ought to face the stark reality.

Yalın gerçeklikle yüz yüze gelmelisin.

Your argument is not based in reality.

Görüşün gerçeğe dayalı değil.

Do you refuse to accept this reality?

Bu gerçeği kabul etmeyi red mi ediyorsun?

- Tom does not know the difference between reality and fantasy.
- Tom doesn't know the difference between reality and fantasy.
- Tom doesn't know the difference between reality and imagination.

Tom gerçek ve fantezi arasındaki farkı bilmiyor.

Downstairs: the reality of the US immigration system.

Aşağısı: ABD göçmenlik sistemi gerçekleri.

Begging is a reality we all deal with.

Yalvarma hepimizin başa çıktığı bir gerçek.

In reality, your opinion wins every single time.

Uygulamada, senin fikirlerin her seferinde galip geliyor.

Disguises a much darker reality for young people

gençlerden karanlık gerçekliği gizler

But today I know the reality is different.

Ancak bugün gerçeğin farklı olduğunu biliyorum.

There are many truths, but only one reality.

Birçok doğru vardır, ama hakikat tektir.

Hope and reality are not the same thing.

Umut ve gerçeklik aynı şey değildir.

Sometimes reality and fantasy are hard to distinguish.

Bazen gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.

What is the difference between reality and truth?

Gerçeklik ve gerçek arasındaki fark nedir?

Welcome to a new and more meaningful reality.

Yeni ve daha anlamlı bir gerçekliğe hoş geldin.

The show is only a simulation of reality.

Gösteri gerçeğin sadece bir simülasyonudur.